erotik shop
Bugun...


Barzani, Referandum ve Kürt Siyaseti
"Milliyetçi paradigmanın ötekileştirici söylemi, Türkiye'nin toplumsal değerlerini bölüyor. Siyasetçiler ve toplumsal önderler bu dilin bozucu etkisini önleyici bir dil kullanmalıdır."

facebook-paylas
Tarih: 03-11-2017 22:45
Barzani, Referandum ve Kürt Siyaseti
+ -

Kuzey ırak Kürdistan bölgesel yönetimince gerçekleştirilen ve bağımsız Kürdistan kurulmasını amaçlayan referandum Barzani’nin hedeflediği şekilde sonuçlanmadı. Kuşkusuz bu sonucun oluşmasında uluslararası siyaset, bölgesel aktörler ve Kürt iç siyasetinin belirleyici etkisi oldu.

Gelinen noktada Kürt siyasal yapısının sosyolojisinin iyi analiz etmek gerekiyor. Çoğu Kürt entelektüeli içerden olaya baktığı, kendini ait olduğu grupla özdeşleştirdiği için, gerçeklikten uzaklaşıp duygusallığa kayıyor. Analizleri savaşta alınan pozisyonlara göre değişiyor.  Öyle görülüyor ki, kadarıyla Kürt siyasal aklı parçalanmış durumda. Bu iç dinamiğini belirleyiciliğini önemli ölçüde azaltıyor. Bazı Kürt siyasal aktörler dış dinamiklere işbirliği yapıyor ve bu da içeride var olması gereken birlikteliği parçalıyor.

Referandum sürecinde bağımsızlık konusunda Kürt karşıtı bir koalisyon oluştu. Referandum sürecinde sadece Barzani kaybetmedi, Barzani ile beraber Türkiye’de kaybetmiş gözüküyor. Çünkü kazanan Türkiye olmadı. Türkiye şu ana kadar bölgede işbirliği yaptığı Kürtler ile arası iyice açılmış durumda. Bölgede etkinliği artan tek ülke ise İran oldu.

Kürt siyasetinin en büyük sorunu, kendi iç bünyede biriken ve yıllardır görmezden gelinen sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Kürtler kendi içlerindeki farklı düşüncelere çok sert tepki veriyorlar. Kuşkusuz bunun sosyal ve kültürel sebepleri olmalı.

Kürt referandumunu derinden etkileyen bir olay da eş zamanlı olarak gerçekleşen Katalonya bağımsızlık oylaması idi. İspanya hükümetinin engelleme çabalarına karşı Katalonya bağımsızlık restini çekti. Bu süreç özerkliğini de kaybetmesiyle sonuçlanabilir. Nitekim merkezi iktidar sonunda Katalonya bağımsızlığını askıya aldı. Ancak şu bir gerçek ki, Katalonya ve Kürdistan referandumu, bundan sonra bağımsızlık süreçlerinin daha zorlu geçeceğini gösteriyor.

Katalonya'da yapılan bağımsızlık oylaması %90'nin üzerinde kabul edildi. 
İlginç olan referanduma katılım oranı % 40 Yani yüzde 40'in yüzde doksanı. 
Hakikaten ilginç.  Yüzde 60'in neden katılmadığı mutlaka araştırılmalıdır. Kuşkusuz referanduma katılımın az olmasında merkezi iktidarın baskısının da önemli rol oynadığı söylenebilir.

Türk ve Kürt siyasal aklının sorunu yapılana meşruiyet zemini oluşturmak konusundaki iştahı dikkat çekiyor. Erdoğan ya da Barzani bir hamle yapıyor. Entelektüellere düşen bunun ne kadar kaçınılmaz ve meşru olduğu konusunda altını doldurmak. Kürt siyaseti yeni kırılmalar gebe. Bu kırılmanın iç siyaseti ne yönde etkileyeceği merak konusu. Beklenen Ak Partinin oy kaybedeceği yolunda. Kuşkusuz bu şu an için güçlü ihtimal. Ya tersi olursa… Yani Kürtler yine oylarını önemli ölçüde Ak Partiye verirse.  O zaman her şeyi yeniden düşünmek gerekecek. Şurası bir gerçek ki, her iki toplumda da eleştirel düşünce süreci yeterince sağlıklı işlemiyor.

Dikkat çeken bir nokta da Kuzey Irak dışındaki Kürtlerin referandum konusundaki tepkilerinin cılız kalmasıdır. Diğer ülkelerde yaşayan Kürtlerin tepkilerini sadece korkuyla ve baskıyla ifade etmek zor. Bunun varlığını inkar etmiyorum; ama çok derin sosyolojik sebepleri var.

Kürtleri siyasal konularda ortak hareket eden monopol bir topluluk olarak algılıyoruz. Bu farklılaşmayı kabullenmekte zorlandığımız için duygusal yorumlara sapıyoruz. Gözden kaçırdığımız gerçek su: Ne Barzani'yi bütün Kürtler benimseyip destekliyor ne de bütün Kürtler Barzani önderliğinde kurulacak devleti destekliyor.  Diğer ülkelere dağılmış yaşayan Kürtlerin önemli bir kısmı da elde ettiklerinin yitirme riskini almıyor. Bir de iç çekişmeler, ihanetler ve bölünmeler. Amerika, Iran, Türkiye politikalarını benimseyen Kürtlerin varlığı da bir vakıa.

Türkiye’de yaşayan Kürtlerin Kuzey Irak' da yaşananlara karşı kayıtsızlığı üzerinde sosyolojik olarak düşünmek gerekir. Bu farklılaşmanın nedenleri üzerinde düşünmek önemli…

Barzani'nin referandum süreci devamında kimsenin fayda sağlamayacağı çatışmalar durdurma çabalarının şu koşullarda verilecek en doğru karar olduğunu düşünüyorum.  Kuşkusuz bu var olan koşulları doğru anlayamayan, ideolojik zihinlerde tepkiyle karşılanacaktır. Oysa büyük zihinler kazananı olamayacak çatışmalardan ülkesinin insanlarını koruyanlardır.

İran, ABD ve Türkiye anlaşılan o ki, Barzani'nin tasfiye ya da gücünün kırılması üzerine yatırım yaptılar. Referandum doğrultusunda adım atılmaması ve seçimlerin ertelenmesi bu kuşatma politikasının gücünü gösteriyor. Bakalım idealler ve uluslararası sistemin adaletsiz duvarları arasındaki mücadele nereye varacak?

Kürt referandum süreci herkese imkan ve sınırları hakkında yeteri kadar fikir vermiştir. Artık sağlıklı düşünmenin zamanı.  Mantıklı ve tutarlı adım atanlar süreçten başarılı çıkacak. Görüyorum ki mantık yerine duygusallık hakim…

Referandum süreci köklü bir tartışmayı da gündeme taşıdı: Farklı etnik grupların barış içinde yaşamaları mümkün mü? Kuşkusuz bu sorunun cevabı pasif olan etnik grubun bağımsızlık beklentisinde elde edeceği kazanımları vermekle mümkün... Asıl sorun ulus devletlerin bu beklentiye cevap verebilme potansiyeli ile ilgili. Yoksa bağımsızlık idealinin onu alınamaz. Bu talep meşru olur.

Bir ideal uğruna mücadele eden kişi mazeretlere sığınmaz, her şeyi bir anda elde etmeyi düşünmez, sürecin uzun ve yorucu olduğunu bilir, karşılaştığı ilk sorunda arkasını dönüp vazgeçmez. Bir zamanlar yan yana yürüdüğü ve başka yerlere savrulan insanları konu edinmez. Zira her mücadelenin içinde vazgeçenler ve dökülenler olacağını bilir. Mazeret aramaz, mazerete sığınmaz. Onun amacı devrim yapmak değil, hakikat yolunda mücadele etmektir.

Kürtlerin iç çelişkileri, zaafları, ihanetleri, hırsları diğer haklardan hiç de aşağı değildir. Müslüman toplulukların şu an ne yazık ki idealleştirilecek olanı yok. Tartışma kimin daha kötü olduğu yönünde. Günlük başarı ve zaaflarla idare etmek herkese yetiyor galiba. Sorun çözücü bir iç eleştiriye kimse cesaret edemiyor. Neden bu haldeyiz, sorusuna cevap hazır: "Biz mazlumuz, kötüler karşıda. "Hakimiyeti yerine adaleti arayan, başkalarına nefes olan Peygamberin düşüncesine ne kadar uzağız.

Bu ülkenin geleceği ve toplumsal barışın değerini bilen her insan dışlayıcı milliyetçiliğin tahrip edici dilinden uzak durmalıdır. Barzani hakkında yaptığım yorumları Barzani aşkına bağlayan sığ zihinler var. Barzani'nin siyasal pozisyonu, aldığı kararların niteliği tartışılabilir. Ben çok daha ötesine bakıyorum. Barzani üzerinden yapılan dışlayıcı milliyetçiliğin ve nefret dilinin toplumda ürettiği farklılaşmaya dikkat çekiyorum. Bu duygusal ayrılma ve nefret dilini kullananlar ülkeyi bölüyorlar. Sanıyoruz ki, Barzani bizim dışımızda. Oysa Barzani Edirne'den Hakkari'ye komşumuz. Barzani'ye yaptığımız her hakaret alt kattaki komşumuzu incitiyor

"Milliyetçi paradigmanın ötekileştirici söylemi, Türkiye'nin toplumsal değerlerini bölüyor. Siyasetçiler ve toplumsal önderler bu dilin bozucu etkisini önleyici bir dil kullanmalıdır."

"Kürtlerin kendi aralarındaki itilaf ve ittifaklar bölgenin geleceği açısından önemli rol oynayan bir dinamik olacak. Ne yazık ki, haberler çok iyi değil." Kürtlerin iç dinamikleri de sorunlu. Keşke sorun sadece dış dinamiklerin yaptıkları olsaydı. Sorun şimdi çok daha karmaşık…

Her kriz imkan ve riskler barındırır. Kürtler, derin bir krizden geçiyor. Kuşkusuz krizin iç ve dış faktörleri var. Bu krizden yara almadan çıkmaları umulur. Kuşkusuz bu durumda onlara yardımcı olmak gerekir. 
Bu krizden çıkışta dış faktörlerden çok iç faktörler belirleyici olacak. İç faktörlerde ise riskler oldukça fazla. Bir de iç ve dış faktörlerin iç içe geçtiği durumlar var. Her risk bir imkanı da barındırır. Zor durumda uzanan dost eli ise asla unutulmaz.

Yusuf Yavuzyılmaz | Felsefeci | FİKİR ZEMİNİ




Bu haber 2042 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
YUKARI