erotik shop
Bugun...
Avrupa Faşizmine Teslim Olmamak


Cihat Akyürekli Fikir Zemini
www.facebook.com/cihat.akyurekli
 
 
facebook-paylas
Tarih: 19-03-2017 00:27

Avrupa faşizmine teslim olmadan da çoğulculuğu savunmak mümkündür...

Devletleriyle halklarıyla teslim alınmış ülkelerin yeraltı ve yerüstü kaynakları bir seferberlik halinde Kıta’nın hizmetine sunulurken, vahşi kapitalizmin emperyalist yüzünü elbette bu topraklarda yaşayan yerliler görmektedirler. “Beyaz adamın tek tanrısının altın olduğunu” yerliler çok iyi bilmektedirler.

Kendi ülkelerinde uyguladıkları demokratik uygulamaları, ülke sınırlarını aştıktan sonra bir sömürüye dönüştüğünü beyaz adamla temas edenler görüyorlar.

Tarihi örneklere inerek meselenin tarihsel olduğunu, aktüel dünyada karşılığının olmadığını söylemenin imkânı yok. Sömürgecilik bulabildiği her zeminde ortaya çıkıyor ve Batı modernitesine hizmete hazır toplulukları hareketlendiriyorlar.

Ülkelerin iç işlerine karışmaktan, sistemsel değişimlerde halkın nasıl tavır alacaklarına kadar pek çok alanda etkin tavırlarından vazgeçmiyorlar.

Bir devlet ortaya çıkıpta onların yaptıklarına itiraz etse yahut aynısıyla karşılık verse anında düşmanlaştırma başlıyor. Bugüne kadar yürütülen temel politikalar bu eksende devam ediyordu ama ne zamana kadar bu politikalarla Avrupa Birliği devam edebilir, buna itiraz edilmeyecek mi?

Sözgelimi, Türkiye Avrupa’daki herhangi bir seçime bugüne kadar müdahale etmiş midir? Hangi siyasi partiden yana tavır almıştır, alırsa ne olur? Onların bu ülkenin seçilmiş milletvekiline ve bakanına gösterdikleri densizlikleri Türkiye devleti de onlara yaparsa ne olur? “Defol ey beyaz adam bu topraklardaki egemenliğin bitmiştir, çok içimize girdin” derse acaba ne olur?

Her fırsatta Avrupa’daki demokratik değerlerin ne kadar köklü olduğundan bahseden, bu değerleri mutlaklaştıran çevrelerin Kıta'da yükselen faşizme itiraz edecek sözlerinin olmaması faşizmi meşrulaştıramaz. Bilakis itiraz edemeyenlerin ne kadar teslimiyetçi, irade göstermekten aciz olduklarını göstermektedir.

İsimlerinin, unvanlarının zerre kadar önemi yok, önemli olan temel insan haklarının, onlarca anlaşmayla varılan uluslararası hukukun ne adına, niçin çiğnendiğinin izahtan yoksun olmasıdır.

Fakat uyuşmuş zihinler bu faşizmi savunmakta haksız sayılmazlar çünkü beyaz adamdan gelen her şeyin ''tam ve mükemmel olduğu'' koduyla hareket etmektedirler.

 

Batı Faşizmine Karşı Vakarı Tercih Etmek

Devlet adamlarının ve siyasetçilerinin oluşturdukları politik gerilimlerin gelip geçici olduğunu bu gerilimlerle halklar arasındaki insani ve kültürel köprülerin atılmasına gerek olmadığını hemen her krizde görmekte ve yaşamaktayız. Faşist siyasetçiler, tarihsel arka planı görmekten aciz bürokratların, önlerini görmeye cesaret edemeyen teknokratların birer emir eri gibi hareket ederek ülkeleri, halkları karşı karşıya getirmeleri yeni bir şey değil.

Özellikle Batılı beyaz adam tarafından dünyaya dayatılan itaat kültürü artık yıkılmıştır. Onun nasıl bir küstahlık içinde olduğunu yerli halklar çok iyi bilmekteler. Ekonomik ve askeri gücü ile devletler üzerinde belki söz sahibi olabilirler-zira bu devletleri kendileri dizayn etmişlerdi- ama halklar beyaz adamı kabul etmemektedir.
(...)
Bildiklerini yapacaklar, yapsınlar… Üstün ırk(?) olduklarını mı sanıyorlar, sansınlar… Kendilerine çok mu güveniyorlar, güvensinler... Bu ülkeyle hesapları mı var, kessinler… Ne kadar bilimden, sanattan, felsefeden anlamışlarsa göstersinler… Ahlak adına ürettikleri ve dünyaya söyleyecekleri ne varsa söylesinler... Uzmanları, entelektüelleri, yön ve analiz uzmanları, toplum mühendisleri konuşacaklarsa, konuşsunlar. Türkiye’deki halk oylamasında orda yaşayan vatandaşlarımızın “Hayır” demesini mi istiyorlar, istesinler. Akıllara zarar yöntemlerle Türkiye’deki değişimi engelleyebileceklerini mi sanıyorlar, sansınlar.

Hayır kampanyalarını devletin resmi yayın organlarında destekleyip “Evet” kampanyalarını susturacaklarını mı düşünüyorlar? İnandıracakları naziler mi var, inandırsınlar. Faşizmin savunmasını yapmaya her kim meraklıysa buyursun savunsun…

Onların edepsizliklerini fazilet bilenler mi var, bilsinler. Yaşamlarını selamet sananlar mı var, sansınlar. Yüzyıllık değerlerine sarsılmaz inançla bağlı olanlar mı var, bağlansınlar. Batının kazanımlarının mutlak ve değişmez olduğunu düşünenler mi var, düşünsünler. 
Eskilerin deyimiyle, “yaz yazlığını, kış kışlığını, puşt puştluğunu yapacak.”

Elbette 16 Nisan olacak ve halkın kararıyla öyle ya da böyle yeni sistem test edilecek. 
Halk onay vermese dahi bu densizlikleri sineye çekecek bir Türkiye’nin olmadığını dost düşman herkes görecek çünkü faşizmin tüm kaleleri kâğıttandır…



Bu yazı 911 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI