erotik shop
Bugun...
Sistemsel Değişimleri Savunabilmek Aklın Doğal Mecrasıdır


Cihat Akyürekli Fikir Zemini
www.facebook.com/cihat.akyurekli
 
 
facebook-paylas
Tarih: 31-01-2017 00:16

Kokuşmuş bütün düzenleri bekleyen bir yenilik mutlaka vardır. Biraz daha derine doğru gidilirse kokuşmamış düzenlerin de değişime ihtiyacı olduğu, rahatlıkla söylenebilir. Çünkü her şeyin yolunda gittiği, güllük gülistanlık olduğu bir ortamda da “insan” sıkılmaktadır. Bunu aşabilecek, değişimin parametlerini aramaktadır.

Sözgelimi sportif müsabakalar; şimdiye kadar daha çok sağlıklı beden, sağlıklı ruh hali için spor yapılmaktayken artık sportif müsabakalar ve spor daha çok adrenaline dönüşmeye başladı. Yüksek düzeyde heyecan üretmek, ölümle karşılaşmak, korku duvarını aşmak, sınırları sonuna kadar zorlamak, hız, yükseklik, varılamayana varmak arzusu vs. olarak değişmeye başladı. Dikkat edilirse bu tür sporlar daha çok, müreffeh hayat yaşayan topluluklarda ortaya çıkmakta…

Can sıkıntısı geçim sıkıntısından daha önemli bir sıkıntı kaynağı olmaya başladı. Her şeyiniz var ama ne yapacağınızı bilmiyorsunuz, hayata anlam veren, renk katacak heyecanları yaşamak bu durumda kaçınılmaz oluyor.

Aynı şekilde turistik geziler; seyahat acentelerinin bu derece tavan yaptığı başka bir zaman olmamıştı. Çalışıyorsunuz, kazanıyorsunuz o halde tüketmelisiniz, nasıl mı, seyahat acentelerinin akla zarar fikirleri sayesinde yeni maceralarla.

Yahut intihar ediliyor, özellikle İskandinav ülkelerindeki intihar nedenlerinde bu büyük boşluğu görmek mümkün…

Hayat bir tek noktada durup sabitlenemediği için sürekli değişim ve dönüşüm içinde hareketlenmelerle yenilenmektedir. Her hareket kendi doğal yasasıyla hayatta yerini alırken böylece yeni düzenlerin oluşmasına neden olmaktadır.

Sistemlerin de aynı şekilde dört dörtlük çalıştığı devletlerde yeni arayışların olması daha iyiye, daha güzele doğru alternatif arayışların olması sanırım insan ırkının tarihsel yolculuğuyla alakalı bir tarafı da var. İnsan ırkının sürekli arayış, sürekli keşfetme, yeniden başka bir şeyi bulmak ile ilgili bir tabiatı var. Toplumsal yapı değiştikçe buna paralel olarak sistemsel değişimlere gidilmesi kaçınılmaz olmaktadır.

 

Sistemsel Değişimler Niçin Gereklidir?

1. 66.Hükümet ile yüzüncü yılını kutlamaya çalışan bir Cumhuriyet rejimi ile yönetilmekteyiz.
Zaten 1923’ten 1950’ye kadar tek partinin hâkimiyeti var. Bu zamanda yani 27 yılda 18 hükümet kurulmuş.
Sistemin çok iyi çalıştığını varsayalım, dört yılda bir seçim yapıldığına göre hiç olmazsa bu zamanlardaki usul ile 72 yıl hükümet olunması gerekirdi. Tek parti bu zamanı 27 yılda tüketti. Elbette hükümetler kısa aralıklarla çok çeşitli nedenlerle değişebilir ancak bu kadar büyük farkın ortaya çıkması sistemsel bir sorun olduğunu üstelik tek partili bir dönemde dahi bunun sağlanamadığını göstermektedir.

“Tek parti dönemi(CHP), 1946’daki ilk çok partili seçimle sona erdi. Seçimden önce çıkarılan 4918 sayılı Milletvekilleri Seçimi Kanunu ile iki dereceli seçim sistemi, tek dereceli çoğunluk seçim sistemine dönüştürüldü. Ancak "açık oy, gizli tasnif" yöntemi yerini korudu ve denetim adli birimler yerine idari birimlerce yapıldı. Bu nedenle sonuçlar üzerinde uzun tartışmalar yaşandı.

Açık oy, gizli tasnif” sistemi kullanılan oyun herkesin gördüğü anlamına geliyor; oy sayımını ise "kimsenin" görmesi mümkün değildi. Demokratik seçim sistemi ise en başta seçmenin oyunu kimseye göstermeden kullanması, oy sayımının ise isteyen herkesin gözü önünde yapılmasıdır.

“Gizli oy, açık sayım” ise Türkiye seçim tarihine 1950’de girdi.”
(http://bianet.org/…/164654-1920-den-bugune-nasil-sectik-sec…)

2. 1923’ten 2017’ yılına kadar 65 tane hükümet kurulmuş, yani 94 yılda 65 hükümet. Her dört yılda bir seçim kuralına göre 65 hükümetin 260 yıl sürmesi gerekirdi, biz ise 94 yılda 65 hükümet kurmuşuz. Bir hükümetin ömrü 14 ay…

(Tek partili dönemi saymazsak) 1950-2017arasında 67 yılda 47 tane hükümet kurmuşuz. Oysa 47 tane hükümeti 188 yılda tüketmemiz gerekirdi.
Bir hükümetin ömrü 14 ay kadar.

Bundan bir anlam çıkmaktadır; Türkiye kendi siyasal sistemini henüz bulmuş değil, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, bürokrasi, ordu vs. tamamının üzerinde anlaştığı istikrarlı siyasal bir sistemin olmadığını ve seçilen hükümetlerin ülkeye fayda sağlayamadığı bir düzende yaşadığımızı inkâr edemeyiz.



Bu yazı 824 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI