erotik shop
Bugun...
Statüko, Demokrasiden Rahatsız Olmakta


Cihat Akyürekli Fikir Zemini
www.facebook.com/cihat.akyurekli
 
 
facebook-paylas
Tarih: 29-10-2015 00:42

Devlet kötü ve yanlışı kendi ideolojisine göre tanımlayınca bu ideolojiye inanmayan, dışında kalan hatta bu resmi ideolojiyle çatışma halinde olan gruplar devletin potansiyel suçlusu haline geliyorlar. Gruplar, örgütler, kitleler halinde bu ülkenin suçluları olarak varlıklarını sürdürüyorlar. Her zaman bu suçlular değişiyor; dönemsel suçlular, kategorik suçlular, potansiyel suçlular vs. bunlar her dönem değişiyor ama her ne hikmetse hiç bitmiyor.

Tam olarak terörizmin gelişmek istediği alana böylece kendiliğinden girilmiş olunuyor. Zulmeden bir devlet, karşısındaki muhalefeti daha da güçlendirmekte, her bir haksızlığı ve yanlışı 'bu haksızlığı silahlı mücadeleden başka aşmanın bir yolu ve yöntemi olamayacağı' propagandasına dönüşebilmekte. Devlet kendisine karşı yapılan saldırıları aşayım derken bu saldırıları daha çok büyüttüğünü göremiyor; çünkü katı, ideolojik, merkezi yapısı görmeye engel oluyor.

Sanki başka bir yol ve yöntem yokmuş gibi terörizme karşı kendi terörizmini görünür hale getiriyor. Belki geçmiş zamanlarda bir yıldırma, caydırma, ikna yöntemi olarak böylesine kahhar bir gücün halk üzerinde şiddetini göstermesi etkili bir yöntem olarak kullanılmış olabilir, hatta devlet olmanın temel şartı bu şiddetini göstermesi olarak kabul edilmişte olabilir-ki hepsi terörizmdir- ama zaman değişmiştir ve toplumlar kendilerine zulmeden bir devlet yapısını zinhar benimsememektedirler.

Toplum, gündelik hayatında barış ve uyum içinde faaliyet gösterebilen, hayatını kolaylaştıran bir devlet yönetimini siyasal iktidardan beklemektedir.

Kendisinin de onaylayabildiği temel bir sözleşme-anayasa ile devletin bu sözleşmenin sınırları içinde hareket etmesini, bütün silahlı silahsız gücünü ve kudretini bu sözleşmeye göre göstermesini beklemektedir. Böyle bir devlet terörizme bulaşmayacağı gibi itibarlı bir devlet de olunur kanaati vardır. Pek çok devlet, resmi ideolojisinden dolayı kendisini neyin itibarlı yaptığını dahi anlayamamakta.

Mevcut resmi ideolojiden beslenen milliyetçi, dini, ideolojik kitleler bu resmi ideolojinin bir türlü demokrasiye evrilmesini istemiyorlar. Bu nedenle sistemsel değişiklik yapmak isteyen siyasal partilere karşı bütün güçleriyle saldırıyorlar. Demokrasiden en çok bahseden partiler nitelik itibariyle statükoyu desteklemekte değişim, dönüşüme kapalı çizgiyi izlemektedirler.

Yeni bir anayasa yapılmasına karşı büyük tepki gösteren ve komisyondan geçen maddeleri Meclise getirmeyen partilerin durumları statükoyu canhıraş bir şekilde savunmaktan başka bir şeyle ifade edilememekte. Sistemsel değişimlerdense statükoda daha fazla varlık bulacaklarına inanılmakta, oysa köhnemiş düzenler ancak yenilenerek düzenlenerek meşru hale gelirler...

Terörize olmuş bir ortamda ne kadar statükoya hizmet edildiği sorgulanamamakta çünkü terör ortadan çekildiği gibi pek çok siyasal partinin buz gibi eriyerek buharlaşacağını herkes gibi kendileri de görmekteler. Toplumun hayatını kolaylaştıracak projelere ve vizyona sahip olamayanlar elbette değişim ve dönüşüme sıcak bakamayacaklardır.

 

Fil, Züccaciye Dükkânına Girdiği Zaman

 

 

Devletlerin uyguladığı şiddetin büyüklüğü, kuru ile birlikte yaşın da yanmasına neden olmakta: böyle bir şiddet sarmalında toplumlar iliklerine kadar sinen büyük acılar yaşamakta. Amerika’nın Vietnam’ı işgalinde, Rusya’nın Afganistan’ı, İsrail’in Filistin’i işgalinde vs. devletlerin uyguladığı büyük şiddet masum insanların ölümüne, göç etmesine neden olmuştu. 
Bugün Amerika devletinin, Rusya’nın Suriye’de uyguladığı şiddetten en fazla buradaki masum insanlar etkilenmekte, terörizmle mücadele edilirken terörle hiçbir ilgisi olmayan sivil insanların mağduriyetine neden olmakta. Halkla iç içe geçen örgütler zaten varlıklarını böylesine müdahalenin nerdeyse imkânsız olduğu bir alanda yürütmektedirler. Hatta “gerilla balık halk ise denizdir” sözleri silahlı mücadele veren örgütlerin en temel şiarı haline gelmektedir…

Devletler, terörizmle mücadele etmek istiyor ama bunu terör yöntemlerini kullanarak yapıyor, böylece halktan destek alacaklarını düşünüyorlar; ne ile mücadele ettiğini bilmeden, nasıl bir toplumla karşı karşıya olduğunu bilmeden sloganlarla, hamaset üreten davranışlarla, sembollerle halk üzerinde estirdiği şiddet ile bunu yapmaya çalışıyorlar. Böylesi bir ortamda terörizmin bitmesini beklemek mümkün değil. Devletlerin bu yolu ve yöntemi acının daha çok artmasına, mücadele edilen terörizmin kökleşmesine neden olmaktan başka hiçbir işe yaramamakta. Bunu göremeyecek kadar bir körleşmenin içine girildiği bile fark edilememekte.

Devletlerin içinde de derin yapıların varlığı devlet terörizmine sebebiyet verdiği defalarca ispatlanmışken (AİHM Kararları bkz.) terörizmle mücadele oldukça sorunlu bir iş haline gelmekte. Profesyonellik bir türlü gelişememekte, çünkü devlet üzerinde anlaştığı ve sonuna kadar bağlı kalacağı temel insan haklarına dayalı bir ‘yasa’dan mahrumdur. Terörle mücadele adı altında devlet güçlerinin uyguladığı baskı ve yıldırma hareketleri terörizmin daha geniş alana yayılmasını sağlamış ve itibarlı hale getirmiştir, denilebilir. Zaten devletin karşı karşıya kaldığı en büyük sorunlardan biri de bu, büyük bir kuvvetle hareket ediyor olmak aynı zamanda etrafı daha fazla kırıp dökmeye yaramakta. Düzenli orduların halkla iç içe geçmiş yapılarla mücadelesi her zaman büyük sorunlar oluşturmakta…

Mevlana “Bir fil züccaciye dükkânına girmiş vay o dükkânın haline vay” diyerek büyük güçlerin hassas dengeleri gözetmekte zorlandığını veciz bir şekilde anlatır. Filin girdiği dükkânı temizlemekten, kırık döktüklerini toplamaktan nedense pek çok topluluk bıkmıyor. Filin tahribatlarıyla uğraşılacağına filin dükkâna girmesine mani olacak, filin eğitilmesini ve dükkâna girmemesini sağlayacak bir yol ve yöntem üzerinde hiç kafa yorulmuyor. İstediğiniz kadar yıkıntıları toplayın fil dükkâna girdikçe hasar kaçınılmaz olmaktadır...



Bu yazı 939 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI