erotik shop
Bugun...
İslam coğrafyası kendini yeniden keşfetmelidir


Hasan Şerefoğlu Fikir Zemini
 
 
facebook-paylas
Tarih: 12-08-2015 02:44

İslam, Müslümanları, yedinci yüzyılda çölde yaşayan yarı bedevi bir topluluktan, Endülüs’ten Çin Seddi’ne kadar geniş bir alana hükmetmiş ve düşünce üretmeyi/medeniyet ihraç etmeyi başarmış bir topluluk haline gelmesini sağladı.

İslam; Naklin yanında aklında önemine binaen müntesiplerinin kalplerinin derinliklerine hitap etmeyi başarmış/ufuklar açmış bir din olarak Müslümanlara çok kısa bir sürede dünyaya nizam verme, medeniyet inşa etme olanağı sağlamıştı. Bunun çok kısa bir sürede gerçekleşmesinin dünyada emsali yoktur.

Müslümanlar 711 de Endülüs’e gemileri yakarak çıktıklarında Hıristiyan Avrupa ortaçağ karanlığında yaşıyordu.  Batı; skolâstik düşünce tesiriyle üretemeyen düşünemeyen bir topuluk olarak iç kargaşalarla meşgulken, Müslüman coğrafya en parlak dönemini yaşıyordu. Hıristiyan Batı; Haçlı seferlerinde edindikleri kazanım ve tecrübelerle kilisenin skolâstik düşüncesini yıkarak reform ve Rönesans hareketleri ile ve de en önemlisi aklında öncelenmesiyle aydınlanma ve düşünce üretmeyi başarmış ve bugünkü zirve noktasına ulaşmıştır. Müslümanlar iç siyasi kargaşalarla boğuşmuş/boğuşuyor olsalar bile uzun süre düşünce üreten bir toplum olmayı başarabilmişlerdi. Lakin Müslüman coğrafya son dört yüz senedir düşünce üretemez konuma gelmiş bununla birlikte medeniyet ihracını durdurmak zorunda kalmıştır.

Aslında Müslümanlar düşünce üretmek yerine coğrafya dışında üretilen düşünce akımları peşinde giderek iyice itibarsızlaştılar. İnşa ettikleri medeniyetler ile tüm dünyayı aydınlatan Müslümanlar, medeniyet ithal etmeye başlaması acınacak bir durum. Fakat sunu unutmamak gerekir ki Müslüman coğrafya güçlü bir külliyat üzerine inşa edildiği için her daim medeniyet inşa edebilecek kabiliyete haizdir.

Batı Medeniyeti: İslam coğrafyasının bu kabiliyetini bildiği için, her ne kadar İslam Medeniyetini atalet içine sokmuş olsalar bile, gelecekte yeniden neşrü neva bulacağından emin oldukları için, her daim temkinli ve tetikte beklemektedirler. Samuel Huntington’un medeniyetler çatışması tezi bu korkundan kaynaklanmaktadır.

Coğrafyamızdaki tüm bu kargaşanın asıl nedeni; Müslümanların yeniden düşünce üretebilme kabiliyetine haiz olmalarından duyulan endişe ve bununla bağlantılı olarak cihana bir medeniyet projesi sunmasından duyulan korku ve bu korkudan kaynaklı Batının, meşgul olmamız ve kendimize gelmeyi engellemek adına içimize soktuğu fitnedir.



Bu yazı 1767 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI