erotik shop
Bugun...
Kiyarüstemi'nin Close-Up'ı Üzerine


Mesut Felat Özsoy Fikir Zemini
 
 
facebook-paylas
Tarih: 11-08-2016 22:01
Kendini tanınmış bir yönetmenin yerine koyarak zengin bir aileyi dolandırmaya çalışmakla suçlanan bir sinema aşığının hikayesini anlatır bize Abbas Kiyarüstemi Close-Up isimli filminde. İran sinemasının belki de en büyük yönetmeni bu hikayeyi bize aktarırken gerçek ile kurgu perdede o kadar uyumlu bir şekilde danseder ki, hangi sahne gerçek hangisi kurgu anlayamayız. Öyle ki filmin başrol oyuncusu, yani sahte yönetmenimiz aslında gerçek hikayenin de kahramanı mahkemede sorgulanan kişinin ta kendisidir. 
 
Küçük bir oyun olarak başlayan serüven sonunda kahramanımızın yönetmenlik rolünü o denli içselleştirmesine neden olur ki, kahramanımız gerçek ile rol arasındaki bağı tümüyle kaybeder. Filmin sonunun daha baştan faş edilmesinden dolayı belki izleyicinin gözünden kaçmış olabilir ama kahramanımız yönetmenlik rolünü o kadar iyi oynar ki foyasının ortaya çıkması bile haftalar sürer. Öyleki mahkemede kendisine yönetmen mi oyuncu mu olmak istediği sorulduğunda oyunculuğu tercih edeceğini söyleyecektir.
 
Yoksunluk ve acziyet içinde olan bir insanın bir anda karşısında her istediğini sorgulamadan yapmaya hazır bir grup insanı bulması ona bu oyunu devam ettirmekten başka çare bırakmadığı gibi yönetmenlerin setlerde sahip oldukları otoritenin verdiği haz da onu içinden çıkamadığı bir ikilemde bırakmıştır. O güne kadar aldığı hazla yetinerek ortadan kaybolmak mı, yakalanacağı ana kadar bu hazzı devam ettirmeye çalışmak mı; Yönetmen bize aslında bir açıdan insanların tutkuları uğruna neleri göze alabileceğini ve ne kadar ileri gidebileceğini de anlatamaya çalışıyor.

"-bunu ne kadar sürdürmek istediniz?
-onlar bitirmek isteyene kadar."
 
Yukardaki diyalog aslında kahramanımızın ne denli büyük bir acziyet içinde olduğunu da göstermiyor mu? Kendi başlattığı oyunu bitirme iradesini bile kaybetmiş, yakalanacağını bile bile son ana kadar oyuna devam ederek bu oyundan elde ettiği hazzın bitmesini rıza gösteremeyen zavallı bir adam.
 
İşte Kiyarüstemi bu hikayeyi ustalıkla perdeye taşırken bize sanki Dostoyevski'nin romanlarından fırlamış bir karakterin çaresizliğini de aktarmayı başarıyor. Zengin ailenin yanında yönetmenlik rolünü oynarken sahip olduğu otorite ve gücün verdiği haz yerini akşam evine ekmek götüremeyen bir babanın yaşadığı çaresizliğe bırakıyor ki bu aslında kahramanımızın içine düştüğu boşluğu da net olarak gösteriyor. Filmin kapanış sahnesi ise o kadar duygu yüklü ve insani ki bu bölüm kurgu mu yoksa gerçeğin ta kendisi mi anlaşılmıyor, aynen tarkovski'nin dediği gibi; yaşanan bir olayı tüm koşullarıyla gerçekleştirip filme çekmeye çalışsanız bile gerçekte ortaya çıkan duyguyu vermeniz mümkün değildir. 
 
Son olarak yakın zamanda aramızdan ayrılan Abbas Kiyarüstemi'yi saygıyla anıyor, insanı anlama ve anlatma çabasının geniş kitlelerce anlaşılmasını umud ediyorum..
 


Bu yazı 1300 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI