erotik shop
Bugun...
İndirilmiş Din/Uydurulmuş Din Tartışması: ''Piyasa-Teoloji-İnovasyon İlişkisi"


Nihat Karademir Fikir Zemini
 
 
facebook-paylas
Tarih: 01-09-2016 15:56

Rahmetli Garaudy, Çöküşün Öncüsü ABD’nin dünyaya dayattığı paradigmayı "Piyasa Tek-Tanrıcılığı" olarak isimlendirmişti. Garaudy’nin yapmış olduğu bu tanımlama yeni dünya düzeni hakkındaki en orijinal tespitlerdendi. Nitekim etrafımızda olan biten birçok olay ve olguyu bütün boyutları ile anlamlandırabilmek ancak"piyasa merkezli" bir okuma mümkün olabiliyor. Spordan sanata, sinemadan edebiyata, dinden siyasete ve hatta kapitalizme muhalif olma iddiasında olan en radikal düşünce ve eylem biçimlerine kadar gündelik hayatın parçası olan hemen hemen her bilgi, olgu ve pratik kapitalist piyasa ağı tarafından kuşatılmıştır. Kapitalizme alternatif olan en marjinal ve radikal düşünce ve ideolojiler bile kapitalist piyasa tek-tanrıcılığına rağmen var olabilmek için yine kendi piyasalarını oluşturmaya mahkum edilmişlerdir.

Batı’nın İslam dünyası üzerindeki tahakkümüne, İslam dünyasının kendisi dışındaki dünya ile kurduğu edilgen ilişkilere ve ümmetin içindeki yozlaşmaya ve dağınıklığa bir itiraz olarak ortaya çıkan ve hala bu itirazını sürdürmeye kararlı olan İslamcılık da, en azından bazı türleri ile, piyasa gerçeğinden etkilenmiştir, etkilenmeye devam etmektedir. Bu anlamda yazımızın başlığında geçen "piyasa"kavramı metaforik bir ihtiyaçtan çok, bir gerçekliği ifade etmek için kullanılmıştır. Çünkü karşı karşıya olduğumuz durum, söylem ve eylemleri ile geleneksel İslami anlayışı/uydurulmuş dini, yani Piyasa İslam’ını hedef almış, ama belki de farkında olmadan bir İslamcılık Piyasası üretmiş olan modern bir dini hareketin pazardan daha pay kapma arzusudur.

Sahip oldukları devasa sistemler, kullanılan kavramlar, üretilen tartışmalar, hedeflenen kitlenin nitelikleri, cemaat mensupları/müşteriler ile kurulan ilişkiler, rakip yapılar ile yaşanan sorunlar, tebliğ/davet/pazarlama yöntemleri ve sürekli inovasyon/yenilik yapma zorunluluğu bu yeni dini hareketlerin geleneksel cemaatlerden ve tarikat yapılanmalarından farklı modern organizasyonlar olduğunu göstermektedir.

Televizyonları, radyoları, gazeteleri, dergileri, yayınevleri, yapım şirketleri, turizm acenteleri, pazarlama şirketleri, yardım kuruluşları, farklı toplumsal sınıflara ve meslek gruplarına hitap eden onlarca sivil toplum kuruluşları ve hatta endüstriyel tesisleri olan ve bu karmaşık yapıyı neredeyse kusursuz bir şekilde piyasa koşullarına uygun olarak çalıştıran bu cemaatlerin hedefindeki kitle ise belli bir eğitim seviyesine ulaşmış, kitaba, bilgiye ve kültüre harcama yapabilen ve geleneksel dini anlayışla/bilgiyle tatmin olmayan araştırmacı genç İslamcı bir kuşaktır.

Cemaatlerin hedefindeki bu kuşak sınırlı bir büyüklüğe sahip olduğu için rakip yapıların hedefindeki pasta da sınırlıdır. Bu sınırlılık durumu, rekabeti de şiddetlendirmekte ve bu cemaatlere yenilikçi/inovatif düşüncelerinden/söylemlerinden dolayı tabi olan tatminsiz ve araştırmacı kuşağı elde tutabilmek için sürekli yenilik yapmak ve yeniliğin dozunu arttırmak ihtiyacı kendini fazlasıyla hissettirmektedir. Bu geleneksel İslam’ın yaşadığı, müritleri elde tutabilmek için "var olanı/statükoyu değiştirmeden yaşatabilme yeteneğine de sahip olmak" zorunluluğunun, yenilikçi İslam’da"sürekli yenilik/inovasyon üretebilme yeteneğine sahip olmak"şeklinde tersyüz olmasıdır. Bu yapılarının büyüklüğünden ve yine kapitalist piyasa ekonomisinin bir sonucu olan sürekli büyüme zorunluluğundan dolayı bir yandan cemaate sürekli yeni müntesipler/müşteriler kazandırılmalı, diğer yandan mevcut müntesiplerden elde edilen gelir yeni enstrümanlar ile veya mevcut enstrüman için yapılan birim harcamanın arttırılması yoluyla arttırılmalıdır.

Ancak, piyasanın kuralıdır; ticarileştirilemeyen bir yenilik/inovasyon anlamsızdır. Mucidin veya bilim adamının sadece kendi araştırmacı duygularını veya bilimsel merakını tatmin etmek için yaptığı hiç bir icadın, ne kadar çılgınca olursa olsun, piyasada karşılığı yoktur. İslamcılık piyasasının "teolojik inovasyon" mekanizması da aynı mantıkla çalışır. Temel hedefi kolayca ticarileştirilebilecek inovatif ürünler üreterek cemaatin piyasadaki varlığına/gücüne katkıda bulunmaktır. Üretilen ürün kullanıcısına daha az maliyetle mal olacak, müşterinin yaşamını kolaylaştıracak, ona itibar sağlayacak, kendini farklı hissettirecek ve kişisel markasına/imajına katkıda bulunacak bir içeriğe ve işleve sahip olmak zorundadır. Şüphesiz bütün koşulları bir arada sağlayan bir ürünü üretmek her zaman mümkün değildir. Ancak önemli olan en rekabetçi ürünü, en doğru zamanda ve dolayısıyla rakiplerden önce rafa yerleştirmek ve raf ömrünü doğru tespit ederek, yeni ürün için hemen çalışmaya koyulacak yenilikçi bir örgüt kurabilmektir.

Şüphesiz, Türkiye’deki İslamcılık düşüncesi günümüz toplumunun gerçek ihtiyaçlarına kamil ve kuşatıcı çözümler sağlayacak yenilikler üretme kapasitesinden yoksundur. Topluma yenilik diye sunulan bilgi ve düşünceler, ya geçmişteki İslam alimlerinin kendi zamanlarının gerçek sorunlarına gerçekçi çözümler bulmak için ürettikleri ve çok daha yetkin ifadelerle sundukları bilgilerin yeni bir paket ile ve modern iletişim kanalları kullanılarak, çoğu zaman kışkırtıcı ve meydan okuyucu bir üslupla, pazarlanması; ya da Ehl-i Kitab’ın modernist teologlarının kendi kitaplarındaki akıldışı olayları ve olguları rasyonalize etmek için kullandıkları yöntemlerin ithal edilmesi, yani o çok eleştirdikleri İsrailiyat tuzağına modernizm/rasyonalite üzerinden farkında bile olmadan yeniden düşülmesinden ibarettir.

Bütün rekabetçi piyasaların kaderi, belli bir aşamadan sonra bir standarda ulaşmak ve orada takılıp kalmaktır. Bu aşamaya geçilmesi ile birlikte tüm rakip örgütler benzer/standart ürünlere üretmeye başlayacaklardır. Teolojik inovasyon üzerinden büyümeye çalışan İslamcılık Piyasası da aynı kaderi yaşayacak ve çok geçmeden, yıllardır küçümsediği ve yok etmeye çalıştığı Piyasa İslamcılığına dönüşecektir: Modern hocalar şeyhlere/hocaefendilere, yenilikçi düşünceler tartışılamaz dogmalara, devasa yapılar modern formatlarda yaşayan geleneksel örümcek ağlarına...



Bu yazı 4204 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI