erotik shop
Bugun...
Kerkük Türk ise İstanbul nedir?


Veysel YENİGÜL Fikir Zemini
twitter.com/Veyselmir
 
 
facebook-paylas
Tarih: 04-04-2017 16:02

Geçtiğimiz hafta 28 Mart’ta Kerkük il meclisi oy çokluğuyla bir karar aldı. Alınan karara göre, statüsü öteden beri  ‘’ihtilaflı bölgeler’’ kapsamında olan Kerkük’ün siyasi ve idari açıdan IKBY’ye alınmasını hukuki olarak perçinledi. Zira, fiiili olarak Kerkük zaten Deaş tehdidi çıktığı günden beri  Kürt Peşmergeleri tarafından korunuyor. Siyasi ve idari olarak da Bağdat’la herhangi bir ilişkisi kalmamıştı. 

Kerkük il meclisinin aldığı bu kararın zamanlaması önemli…Burada, İran’la olumlu ilişkileri olan vali Necmeddin Kerim’in rolü gözardı edilmemeli… Kürt meselesinin Bölgesel denklemler ölçeğinde nasıl bir zemine işaret ettiğini anlamak babından Kerkük üzerinden yapılan hamleler ve kim nerede konumlanıyor sorusu bütün gerçekliğiyle önümüzde durmakta olup cevaplanmaya muhtaçtır. 

Türkiye ile iyi ilişkileri olan IKBY başkanı Mesut Barzani ise KYB’nin Kerkük’e bayrak hamlesine karşı ‘’bağımsızlık referandumunu’’ öne sürdü. Barzani’nin karşı çıkması beklenmiyor zaten. Karşı çıkması demek, misyonuyla çelişmesi ve iktidarı kaybetmesi demek olur ki bu da en çok İran’ın işine yarayacaktır.

Türkiye’de ise 16 Nisan referandumuna gidilirken böyle bir hamle en çok muhalif ‘’Hayır’’ cephesinin kullanabileceği bir malzeme olarak görünüyor. İran’ın bölgede güçlü bir Türkiye istemediğini hesaba kattığımızda tablo daha anlaşılabilir hale geliyor. 
Bu bağlamda Türk solu ve Kemalist liberaller Kerkük'ü sürekli kaşımaya devam ediyor. Onların siyasi olarak Ak Parti ve Erdoğan aleyhine konuyu gündemde tutma çabalarına MHP’de katılarak işi daha karmaşık hale getirmeye çalışıyor. İnsanları sürekli cahillikle küçümseyen İlber Ortaylı gibi tarih profesörleri ise ‘’Kerkük’te Türkçe evlere mi hapsolacak?’’ türünden absürt sorularla ajitasyona tuz biber ekliyor. Eski devlet geleneğinden kalma ‘’soydaşlarımız’’ söyleminin politik açıdan bu coğrafyada nasıl bir tutarsızlık, ufuksuzluk ve yüzeysellik yaratacağını bile umursamıyorlar! 
Bu tutum ve söylemle, ‘’Türkiye’de Kürdiyle, Türkiyle, Arabıyla, Lazı ve Çerkeziyle tek milletiz’’ sınırın öte yakasında boşluğa düşüleceğini hesaba katmıyorlar mı? Oysa, Kerkük’te Türkçe hiç evlere hapsolmadı. Fakat Türkiye’de milyonlarca Kürdün dili olan Kürtçe uzun yıllar hapsedildi, sorun tam çözülmüş de sayılmaz. Hakeza, Kerkük sorununun nasıl çözüleceği Irak Anayasasında yazılıdır. Türkiye veya bir başka bölge devletini direk ilgilendiren bir konu değildir. 

Orada 2011’de referandum yapılacaktı ve Kerkük’ün statüsü karara bağlanacaktı. Maliki döneminde sürekli kriz çıkarılarak ertelendi. 2013’te ise Deaş ortaya çıktı ve Ortadoğu’da yeni bir güvenlik konsepti sahneye kondu. 
Geçen hafta, Kerkük İl meclisi toplanıp bir karar aldı. Bu kararın Irak Anayasası ile çelişen bir yönü yoktur. Çoğunluğu kürtlerden oluşan bir kentte, Irak merkezi hükumetin bayrağıyla birlikte IKBY yönetiminin bayrağının da kamu binalarına asılması il meclisinin yetkisi dahilindedir. İl meclisi 26 Kürt üyeden, 9 Arap ve 3 Türkmen üyeden oluşuyor. Demokratik seçimlerle oluşmuş bu üye tablosu bile kentin nereye ait olduğunu ortaya koyuyor zaten. 
Gelelim, Türkiye’deki ırkçı ve kemalist kesimlerin bu konuya yüksek düzeyde tepki göstermesine ve gündemin ilk sıralarına taşıma arzusunun altında yatan nedenlere… 
Pek yakın tarihimizde çözüm süreci vardı. Hatırlayacak olursak bu sahtekarlar o süreçte de Rojava’daki gelişmeler üzerinden Erdoğan'ı sürekli içeride sıkıştırıyordu.

Bu şekilde Kürt siyasetini burada olumsuz etkileyerek çözüm sürecini akamete uğratıp rafa kaldırmayı ve 7 Haziran tablosunun ortaya çıkmasına direk etki ettiler. Bugün de 16 Nisan referandumunda istedikleri sonuç çıksın diye etkiye tepkiyle Kürtlerin EVET diyecek kesimlerinin, bir de MHP tabanına yakın milliyetçi oyların yönünü değiştirmek ve sonuçlara olumsuz etki etmesini istiyorlar. Sosyal medyada günlerce ‘’Kerkük Türktür Türk kalacak’’ tagı açarak konuyu sürekli tahrik edici şekilde gündemde tutmak istediler. Kaba seküler Milliyetçiliğin en kör ve tutarsız olduğu noktada burası değil midir zaten? 

Bu hususta muhasebe edilmesi için çok sade birkaç maddeyle ‘’Kerkük Türkmenleri’’ ile Türkiye’de Kürtlerin yoğun yaşadığı bir şehir olan ‘’İstanbul Kürtleri’’ örnekliği üzerinden hak ve adalet konusuna işaret etmek istedim. 

1-2014 Irak genel seçimleri sonucunda Kürtler, Kerkük'ten Irak parlamentosuna 8 vekil gönderdi. Türkmen cephesi ise 2 vekil.. 
2- Deaş Kerkük'e saldırınca ortada ne ırak ordusu vardı ne de Türkmenler..
Kürtler savaştı, yüzlerce pesmergesini feda etti ve orada yaşayan tüm etnik ve dini unsurların namusunu korudu. 
3- Türkmenlerin üç partisi, Dün K24 ve Rudaw tv’de izlediğim haberlerde ortak açıklama yaptı: "Kerkük'teki ITC cephesi bütün Türkmenleri temsil etmiyor, biz Türkmenler IKBY bayrağı altında kendimizi özgür hissediyoruz. Çünkü dilimizle eğitim öğretim serbest ve kendimizi kimliğimizle parlamentoda temsil ediyoruz" dediler. 
4- Ortadaki bu gerçeklere rağmen halen burada oturduğu yerde zırvalayan varsa;
a- tahammülsüzlük, b- Irkçılık, c- provokatörlük yapıyordur. 

Bakınız  mesela; 
İstanbul'da 3 milyon Kürt yaşıyor. Bu, oran olarak kentteki nüfusun % 20- 25'ine tekabül ediyor. 
Peki, İstanbul'da Kürt nüfusu oranında Kürtçe eğitim veren okul ve parlamentoda temsilliyet hakkı sunmak neden kimsenin / en başta da ‘Demokrasi endişesi’ taşıdığı için Başkanlık sistemine karşı olduğunu iddia eden bazı muhafazakar milliyetçilerle bilumum sosyal faşist ve liberal kemalistlerin/ aklına gelmez? 
Bu, Kerkük'teki Türkmenlere tanınan hak gibi bir hak değil midir? Üstelik, Kürtler kalkıp ''İstanbul Kürttür Kürt kalacak'' falan da demiyor.

Sonuç olarak...

Kerkük konusunu çarpıtarak işleyenler, Erdoğan'a olan kadim düşmanlıklarını yeniden Kürtler üzerinden sahnelemek istiyor. Bu bağlamda Sırrı Süreyya Önder’in siyasi söylemlerinin, diğer faşistlerin söylemlerinden aşağıda kalır bir yanı yoktur. 

Kerkük sorunu Irak'ın iç sorunudur. Kerkük'ün nereye bağlanacağına ve nasıl yönetileceğine Kerkük halkı karar verecektir. 



Bu yazı 3019 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI