erotik shop
Bugun...
HDP-PKK Ekseninde Siyasetsizliğe Doğru...


Yusuf Yavuzyılmaz Fikir Zemini
 
 
facebook-paylas
Tarih: 12-06-2016 01:53

Son dönemlerde izledikleri siyasete bakılırsa HDP neredeyse bir siyasetsiz zemine doğru hızla yol alıyor. Oysa bir siyasal partinin kuruluş gerekçesi karşılaştığı sorunları siyaset zemininde çözme iradesini gösterebilmesidir. Kuşkusuz sorunu silahla çözmeye çalışan her hareketin siyaseti işlevsizleştirme gibi bir amacı vardır. Kürt siyasal hareketi sürekli olarak demokratik zeminde mücadele etmekle, silahlı mücadele arasına sıkıştı. Kuşkusuz böyle bir sıkışıklıkta örgüt, asıl belirleyici olan kendileri olduğunu göstermek amacıyla, siyaset sürecini  sürekli olarak sabote edecek hamleler yaptı.

Haksızlığı sona erdirmek ve ona karşı anlamlı bir mücadele yürütebilmek için mücadele eden herkesin kullandığı yöntem ahlâklı olmalı. Şiddet kullanarak ve katliam yaparak sadece çatışmanın ömrü uzatılabilir. Meşru ve ahlâkı temelini kaybetmiş bir çatışmanın ve bu çatışmanın arkasına gizlenmiş bir politik siyasal söylemin başarılı olması mümkün değildir.

Sürekli masum insanları katlederek, insanların devlet politikalarını eleştirmenlerinin önünü kapattığını bile düşünülememesi büyük bir handikaptır. Sadece karşıdakini suçlayarak üretilecek bir siyasal söylemin çok güçlü ve tatmin edici argümanları olmalı. Güçlü ahlaki bir zeminde çok güçlü argümanlar yoksa, sürekli karşı tarafı suçlama üzerine oluşturulacak bir siyaset, hem iç eleştirinin olanaklarını tüketir,hem  farklı siyasal arayışların önünü tıkar, hem de var olan siyasal yapıyı daha da otoriterleştirir. Kürt siyasal hareketi hem demokratik mücadeleye girerek meşru zemine kaymaya çalışırken, hem  eş zamanlı olarak silahlı örgütün gerekliliğine dair siyaseti yürütmeye çalıştı. Bu çelişkili durumun sürgit devam etmesi mümkün değildi. Mücadelenin öncülüğü ya sivil siyaset aktörlerine ya da silahlı güçlere kayacaktı. Ne yazık ki sivil siyaset aktörleri siyaset üretecek yerde, silahlı örgütün politikalarını uygulayan aktörlere dönüştü.

PKK/HDP çizgisi, şehirlere hendek kazarak, mayın tuzaklayarak ,üstelik bunları çözüm sürecinin sürdüğü dönemlerde yaparak, silahlı militanları yurt dışına çıkarmayarak çatışma sürecini tetikledi. Üstelik PKK/HDP çizgisi kendi siyasal söylemiyle hiç yüzleşmeyerek tüm suçu devlet üzerinden rasyonelleştirmeye çalıştı. Anadolu halkının ise devlet neden bu sıkışıklığa bu kadar izin veriyor, neden müdahale etmiyor isyanını dikkate almadı. Karşısında olan herkesi faşist, ırkçı, satılmış diye niteledi. Sonra insanlarda büyük tepki ve nefrete yol açan intihar saldırılarını sahiplendi.Yollara yüzlerce insanın ölüp yaralanmasına yol açan bombalar döşedi. Örgüt bu süreçte, sadece asker polis değil sivilleri de katletti, yüzlerce sivilin ortasında tuzaklanmış mayınları patlattı, hiçbir ahlâkı zemini olmayan katliamlara imza attı,evleri cephanelik haline getirdi.Ramazanın kutsallığı bile örgütün kanlı eylemlerini  durdurmaya yetmedi. PKK/HDP çevreleri bütün bunların doğurduğu tepkiyi hesaba katmadan şimdi neden bizi desteklemiyorlar eleştirisine başladı. Aynaya asla bakmayı denemedi ve asla kendisiyle yüzleşme cesaretini gösteremedi. Yolu, yöntemi, amacı insanlık dışı olan hareketi entelektüel lafazanlıkla korumaya çalışmakla yetindi. En vahşi katliamları bile kınamadı, eylemlerin arkasından sessiz kalarak zımnen destekledi. Ama itiraf etmek gerekirse HDP/PKK bir konuda başarılı oldu: Halkta bu PKK'lılara ve onu destekleyenlere ne yapılsa haktir anlayışını yerleştirdi. Bu anlayışın yerleşmesini örgütün akıl dışı eylemlerinden başkası sağlayamazdı. Ne diyordu İzzetbegoviç savaşın en çetin zamanlarında "Avrupa'ya başım dik gidiyorum, çünkü katliam yapmadım.” Çünkü İzzetbegoviç,Sırpların ne yaptığına bakmadan baştan sona herkesin gönlünü kazanacak ahlaki bir mücadele yürüttü. Onun arkasında bombalı tuzaklar, katliamlar, intihar eylemcileri yoktu.

Kürt sorunu konusunda Türkiye'ye yönelik eleştiriler elbette önemlidir. Ama asıl belirleyici olan PKK’nın tahrip gücü yüksek patlayıcılarla katlettiği günahsız köylülerin halkta yarattığı travma ve nefrettir . Bunu görmeden, bununla yüzleşmeden,söylenecek her söz, alınacak her siyasal tavır anlamsızlaşıyor. PKK’nın yarattığı nefreti görmeden yürütülen operasyonlar üzerinden kurulacak her denklem anlamsızlaşıyor. Anlamsızlaşan söylemlerin vicdanlarda bir etkisi olmuyor. Kürt Sorunu konusunda elbette devletin izlediği siyaset eleştirilecek. Ama bunu şehirler bomba dolu iken,yollara tuzaklar kuruluyorken, intihar bombaları dehşet saçıyorken yapamıyorsunuz. Güvenliğini kaybeden halk daha fazla güvenlik istiyor. Artık şiddetin kaynağı devlettir argümanı barış süreci ile çökmüştür. PKK/ HDP çevreleri çözüm süreci boyunca şehirlerde ortaya çıkan şımarıklıkları ve kısmen devletin çözüm süreci uğruna göz yumduğu davranışları devletin zaafı olarak görerek harekete geçtiler.

Plansız, öngörüsüz bir siyasal basiretsizlikti bu. Hendek siyasetini ve güvenlik güçleri sivil ayırımı yapmayan intihar bombaların yarattığı dehşeti hesaba katmadan yapılacak her analiz eksiktir. Çözüm sürecinde devletin eski devlet olmadığı görüldü; ne yazık ki , PKK aynı PKK idi ve şiddetten başka bir mücadele biçimi, başka bir politik yol tanımıyordu. Çözüm süreci ne pahasına olursa olsun yürütülmesi gereken bir süreçti. Seni başkan yaptırmayacağız” siyasetsizliği çözüm sürecinin sona erdirilmesinde de fazlasıyla işledi. Kürt siyaseti umutsuz bir şiddet sarmalına teslim oldu.

Kürt siyasetinin öncülüğü yapan siyasilerin politik ufkunun sınırlı oluşu sorunun önündeki en büyük engellerden biridir. Zamanın ruhunu okuyan,mücadeleyi ahlaki bir zemin üzerinde yürüten bir siyasal önder boşluğu Kürt siyasetinin en önemli zaafıdır.

PKK'nın devleti çatışmaya çağıran tavrına karşın ve elbette PKK'ya rağmen inatla barışı savunmak gerekir. Bu Türkiye’de yaşayan her aydının sorumluluğudur.

Hak uğruna mücadele ettiğini iddia eden her grup şunu bilmeli: Sürdürdüğü siyaseti halkın vicdanında meşru hale getirmek için öldürmeyecek,katletmeyecek, asker -polis-sivil demeden insanlara kıymayacak. Bu katliamların arkasına hiçbir meşru davanın gizlenemeyeceğini bilmek gerekir; çünkü bomba yüklü hedefi belli olmayan, arkasında ahlaki bir amaç olmayan,devamlı şiddet üreten araç Allahsızdır; Ramazan'ın kutsallığını çiğnemek Allahsızdır; davan, ideolojin,yöntemin Allahsızdır. Hiçbir kutsal değere yaslanmayan,ahlaki ilkeleri önemsemeyen, vicdanlara seslemeyen bir mücadelenin başarısı imkansızdır.

Tuzaklanmış bomba kim tarafından hangi mücadele uğruna yapılıyor olursa olsun Allahsızdır; insani değerlerden yoksundur, ahlaksızdır, vicdansızdır. Yapanların, destekleyenlerin, mücadele aracı olarak görenlerin,sessiz kalanların hiçbir konuda inandırıcılığı kalmamıştır. Tepkisiz kalanların ölmeden öldürmeden şikayet etmeye hakları yoktur.

Özellikle 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 seçimlerinde özellikle HDP sözcülerinin yürüttüğü “Seni başkan yaptırmacağız" absürtlüğünün siyasi bir basiretsizlik örneği olduğunu anlamak için İsmail Beşikçi'nin yazmasına gerek yoktu. Bu siyaset tarzı baştan beri yanlıştı. Öngörüsüz ve sonuçsuz bir siyaset türüydü.

HDP/PKK çevrelerinin önerdikleri siyasal çözüm önerilerinin Anadolu toplumsal ve kültürel zemininde bir karşılığı olmadığı için başarılı olamıyor. Sanıldığının aksine HDP’nin sorunu toplumsal zeminde kaybettiği sermayedir.Önerilen siyasal çözümlerin tarihsel ve toplumsal zeminde bir karşılığı olmalıdır. Sadece ütopyalara sığınarak militanları motive edecek söylemler üretilebilir,ama gerçekçi çözümler üretilemez.

Herkes kendini eleştirecek. Devlet karşılaştığı sorunlarda sadece dışarıyı suçlayarak bir yere varamaz. Bu tavır bütün kurumlar ve insanlar için geçerlidir. Ak Parti, Cemaat, MHP, CHP ve HDP sadece karşı tarafı suçlayarak kendini temize çıkaramaz .

Kürt sorunu özelinde HDP kendine dönük iç eleştiriden sürekli kaçınıyor. Bu durum hem Kürt sorununu sürekli dış faktörlere öteleyerek iç eleştiriyi önlüyor, hem de soruna farklı yaklaşımların önünü tıkıyor.

HDP siyasal anlayışının önündeki önemli bir handikap da inandırıcılık sorunudur. Kullandıkları siyasal söylemde ortaya çıkan belirsizlik ve çelişkiler kendilerine olan güveni sürekli örselemektedir. 



Bu yazı 1716 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI