erotik shop
Bugun...
Referandum sonrası analizler


Yusuf Yavuzyılmaz Fikir Zemini
 
 
facebook-paylas
Tarih: 18-04-2017 23:29

Referandumlar belirli konularda halkın oyuna başvurulan bir yöntemdir. Genellikle siyasal konularda herkesi etkileyen büyük değişiklikler konusunda gerektiğinde başvurulan bir yöntemdir. Sandığa giden her oy halkın iradesidir ve  iradenin çoğunlukla yoğunlaştığı taraf kazanır. Bu kazan kuşkusuz değişmez ve mutlak değildir. Bir süre sonra başka bir tez kazandığında yeni bir değişiklik yapılabilir. Sandık doğru ve ahlakı değil, halkın iradesini ölçer. Çoğunluk kararı uygulanır. Bu kararın doğruluğu yanlışlığı değildir önemli olan, kararın çoğunluk tarafından benimsenmesi ve sorumluluğun maksimum yaygınlaştırılmasıdır.

Referandum sonucu doğruluğu değil, değişiklik konusunda meşruiyeti belirler. Bu yüzden referandumdan çıkacak sonuç bütün tarafları tatmin etmeyebilir, ancak meşruiyeti tartışılamaz. Bu anlamda referandum sonrası Kürt seçmene dönük nefret söylemi kabul edilemez bir ırkçılıktır. Türk solu ve Kemalistlerin küfür söylemi asla kabul edilmemelidir. Bazı HDP'lilerin HDP'ye oy vermeyen Kürt seçmeni, yalaka, satılmış ve hain olarak nitelendirmesi ise tek kelimeyle ilkelliktir.

Kuşkusuz seçimin en büyük paydası ve evet cephesinin temel aktörü Ak Parti ve Erdoğan’dır. Erdoğan’ın Ak Partinin üzerinde bir temsil kabiliyeti olduğu bir kez daha tescillenmiştir. Referandum sonucu göstermiştir ki Ak Parti, Türkiye’nin yine en güçlü partisidir. Ancak seçmen çantada keklik değildir. Bu yüzden kuvvetli bir özeleştiri yapılmalıdır. Öyle görülüyor ki, Ak Parti de bazı lokal bölgeler hariç dikkate değer bir kayba uğramamıştır ve açık ara Türkiye’nin en güçlü partisidir. Ancak burada Ak Parti kuvvetli bir özeleştiri yapmalıdır. Ak Parti MHP’den mecliste gördüğü desteği seçimde MHP seçmeninden görememiştir. Ancak içerdeki ve dıştaki rakiplerine karşı seçimim tartışmasız galibi Erdoğan’dır.

Seçimim en sorunlu partisi MHP’dir. Öyle görülüyor ki, MHP parti yönetimiyle tabanı arasında büyük bir sorun vardır. MHP’nin güçlü olduğu yerlerde anlamlı bir artış görülmemiştir. Osmaniye bu bakımdan çok çarpıcı bir örnektir. Ak Parti ve MHP’nin % 80’in üzerinde oy aldığı ilde ne yazık ki toplam oy % 55 civarında kalmıştır.

MHP, birbiriyle siyasal anlamda telif edilemeyecek iki farklı seçmen tabanına sahip.

Sorular çok:

1-MHP parti bütünlüğünü koruyabilecek mi?

2-Farklı bir parti mi kurulacak?

3-Dindar ülkücülerle, seküler -Kamalist-laik ülkücüler nasıl bir araya gelecek? 
4- MHP'nin bölünme riski var mı?

5-MHP dindar muhafazakar seçmeni kuşatacak bir ideoloji üretebilir mi?

6- Akşener faktörü ne kadar etkili olacak?

MHP’nin kurumsal olarak düşünceleri ile seçmen tabanı arasında önemli bir farklılaşma vardır. Bu MHP’nin geleceği için önemli bir uyarı olarak görülmelidir.

MHP seçmeni niçin ezici çoğunlukla hayır dedi, sorusunun analizi önemlidir. MHP tabanını hayır vermeye zorlayan Erdoğan karşıtlığı mı, yoksa Bahçeli karşıtlığı mı? Kuşkusuz 15 Temmuza kadar keskin bir Erdoğan karşıtlığı yapan Bahçeli, bu sefer seçmeni geriye döndürememiştir. Ayrıca FETÖ Çetesinin MHP üzerinde yürüttüğü operasyonu da dikkatle incelemek gerekir.

Kürtler arasında MHP'den dolayı boykot eğilimine giren kesimlerin de yanıldığı görülüyor. Beklentilerinin aksine MHP ezici bir çoğunlukla hayır verdi. Oysa HDP ‘ye oy veren seçmenin önceki seçimlere göre daha büyük desteği verdi Erdoğan’a.

Görünen o ki, referandumun iki taraf da birbirini ikna edememiştir. Seçmenini en çok ikna edemeyenler ise ilk olarak MHP büyük ölçüde, ikinci olarak HDP bir miktardır. MHP ve HDP seçimin en büyük kaybedenleri olarak görülmelidir. Saadet Partisinin kaybı ise daha çok sosyal zeminde olmuştur.

Referandumun ne yapacağı merakla beklenen bir diğer aktörü de HDP’dir. HDP seçmeninde erime devam ediyor. Kürtlerin yoğun olduğu Güneydoğu Bölgesinde toplamda Ak Parti, HDP’yi geçmiştir.

Benim gördüğüm HEP bir miktar oy kaybetmiş olduğu ve yüzde onluk barajın altında olduğudur. İddia edildiğinin aksine büyük çok büyük oy kaybı yoktur, ama erime devam etmektedir. Görünen o ki, Kürt seçmen HDP’yi uyarmış ancak tümden terk etmemiştir. HDP, bu sonuç üzerinde dikkatlice düşünmelidir. Terörle mücadele ve HDP'nin karşıt mücadelesine karşın Erdoğan'ın Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde oyu arttı. Bunu HDP'de dikkatli bir şekilde gözden geçirmelidir.

Hayır cephesinin en büyük paydası CHP’dir. CHP cephesi referandumda kaybetmiştir. Öyle görülüyor ki, CHP’nin muhafazakar seçmene ulaşma çabası çok anlamlı bir karşılık görmemiştir. CHP, mensuplarının yaptığı ve muhafazakar seçmeni ürküten söylemleri belki de kazanılabilecek referandumu kaybetmeleriyle sonuçlanmıştır.

Saadet Partisi, hayır cephesinin ve seçimin en trajik partisidir. Son tahlilde bulunduğu cephe yıllardır muhafazakar dindarlara kan kusturan cephedir. Saadet Partili kadınların, evet diyenleri ve yedi sülalesini denize düşmekle tehdit eden CHP’li milletvekilini ziyaret gitmeleri insanları çok derinden yaralamıştır.

Ne olursa olsun alınan sonuç karşısında seçmen iradesini sorgulamamak gerekir; yapılacak olan bu iradeyi anlamamak ve doğru değerlendirmektir. Seçimden önce söylenenler bir anlamda afakidir; oysa sonuç gerçektir. Siyasal partilerin tamamı seçim sonuçlarını soğukkanlı bir şekilde değerlendirerek gerekli sonuçları üretmelidir. Eleştiri öncelikle kendinden başlayarak yapılmalıdır.

Referandum sürecinde bir diğer önemli konu da Batı'nın demokrasi anlayışının açıkça ortaya çıkmasıdır. Sandıktan kendi istedikleri sonuç çıkmazsa asla kabul etmeme eğilimindeler. Kendilerine uygunsa darbe bile onaylan Batı anlayışı, kendilerinin çıkarlarına aykırı sonuçlara asla tahammül göstermemektedirler. Mısır'da darbe ile gelen Sisi'yi onaylayan, ama Türkiye'de yapılan demokratik seçimi eleştiren Batı kesinlikle ikiyüzlüdür. Demek ki, Mısır'daki darbe Türkiye'deki seçimden daha demokratik görülüyor.

Terörü bir siyasal mücadele aracı olarak kullanan ve kullananlara destek verenler hariç, her siyasal görüş meşrudur. Karşınızdaki siyasal görüşü, inancı doğru bulmak zorunda değilsiniz; ancak kimseye düşünce ve inancından dolayı hakaret edemezsiniz.  Allah ve O'nun aziz peygamberi insana teklif yapar. Zorlamaz. Bunun anlamı kimse kimseyi zorlayamaz demektir.

Referandum sonucu Türkiye'yi kutuplaştırmayacak; tam tersine diğer mahalle ile diyalogun önünü açacaktır. Çünkü iktidara gelebilmek için yüzde elliye, yani diğer mahallenin desteğine ihtiyaç var. Bu durum keskin ve ideolojik söylemi daha demokratik bir zemine çekecektir.

Rasyonel değerlendirmeler yapmak gerekir. Gördüğüm kadarıyla MHP, HEP ve SP süreci sadece hukuki süreç olarak görüyorlar. Toplum dinamik ve sürekli değişiyor. İyi ki, partileri sanal alemdeki fanatikler yönetmiyor. 
Tavsiyem sosyoloji okumaları ve bu toplumun zeminini anlamaya dönük çaba göstermeleridir. 



Bu yazı 1844 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI