erotik shop
Bugun...
Zarrab Davası


Yusuf Yavuzyılmaz Fikir Zemini
 
 
facebook-paylas
Tarih: 23-12-2017 14:44

Türkiye son günlerde Rıza Zarrab davasına kilitlendi. Bu davada ana olarak Amerika’nın İran’a ambargo uyguladığı dönemlerde ambargoyu Zarrab üzerinden kırdığı ve Türk yetkililerine bu dolaşım için rüşvet verdiği tezine dayanıyor.

Zarrab davasının sadece adalet aramak üzere sürdüğünü; Türk -Amerika ilişkileriyle, Türkiye’nin Rusya ve İran'a yakınlaşmasıyla, Erdoğan'ın ve ABD'nin Suriye politikalarının örtüşmemesiyle ilgili olmadığını düşünmek zor. İkincisi ve daha önemlisi çıkacak kararın 2019 seçimlerini ne yönde etkileyeceği konusudur. Çünkü seçime kısa bir süre kaldığı bu dönemlerde her siyasal davranışın seçimle doğrudan ya da dolaylı olarak ilgisi vardır. Bundan önceki dönemlerde de Erdoğan’ı seçim üzerinden devirmek için türlü komplolar kurulmuştu. Öyle görülüyor ki, Erdoğan karşıtları seçimle bu işin olamayacağını gördüklerinden dolayı, onu uluslar arası arenada suçlu bir kişi konumuna sokmak istiyorlar.

Ak Partililerin çıkacak mahkumiyet kararını önemseyeceklerini çok sanmıyorum. Dahası Türkiye 'de Amerika karşıtlığının yüzde seksene dayandığı bir ortamın içinden konuşuyoruz. Hele Türkiye Zarraf üzerinden İran'a uygulanan ticari ambargoyu delmekle suçlanırsa; bu durum iktidar partisinin lehine olacağı açıktır.

Davada temel olarak vurgulanan yolsuzluk söylemi yapılacak operasyona halk tarafından meşruiyet kazandırmak içindir. Tıpkı 17- 25 Aralık operasyonunda olduğu gibi. İnsanların çoğu Türkiye’de yolsuzluk yapıldığına inanıyor. Ancak operasyonu yürütenlerin niyetinin yolsuzlukla mücadele değil, başka nedenle olduğunu düşünüyor. Bu yüzden Zarrab davasına karşı çıkanların, eleştirel yaklaşanların yolsuzluğu savunduklarını söylemek anlamlı değildir.

Dünyada olan her olayı Amerika emperyalizmine yıkan sol ve ulusalcı siyasal aklın umudunu Zarrab davasına ve Amerika adaletine bağlaması ne kadar trajik bir siyasal tutumdur. Benzer şekilde Zarrab beraat edip Türkiye'nin suçsuz bulunmasının da Türkiye'deki yolsuzlukların olmadığına delil olduğunu sanan siyasal akıl da bir o kadar trajiktir.

Türk yargısının her fırsatta güvenilmez olduğunu savunanlar, Amerika gibi her tür komploya açık bir devletin yargısına güvenmeleri ilginç. Sanıyorum Amerika'nın yolsuzlukla mücadele ettiklerine inanıyorlar. Ne Amerikan yargısına inanın, ne de Türkiye'de yolsuzluk olmadığına.

Zarrab davasında verilecek kararın Türk siyasetini derinden etkileyeceğini düşünüyorsanız, Ak Partinin tabanı olan muhafazakar dindar siyasal aklın nasıl işlediği hakkında hiç bilginiz yok demektir. Hatta çıkacak olumsuz karar, FETÖ ve Amerika’nın komplosu olarak okunacaktır ki, bu yorum büyük ölçüde gerçektir. Davanın alt yapısını oluşturan kanıtların FETÖ sempatizanı devlet görevlilerince sağlandığı, eş zamanlı olarak muhalefet liderine verilen belgelerin de aynı kanaldan geldiği bilinmektedir. Üstelik Amerika’da açılan davayla eş zamanlı olarak muhalefet liderinin eline ulaştırılan belgelerin zamanlaması iki olayın aynı merkez tarafından yürütüldüğünü gösteriyor. Olayı yürütenlerin bu iki olayı birlikte yürüterek bir çarpan etkisi yapmayı planlıyorlar. Ancak hesaplar hiç istedikleri gibi gitmeyebilir, açıklanan belgeler üzerindeki sır gölgesi kalkıp sahte oldukları ortay çıkarsa, Erdoğan’ı harcayalım derken Kılıçdaroğlu’nun kellesi gidebilir. 

Ayrıca her olayda taraf tutmak zorunda değilsiniz hem yolsuzluklara, hem Amerika 'in siyasetine karşı olabilirsiniz. Ne yazık ki, bu tür davalarda siyasal kamplaşma belirleyici oluyor ve herkes kendi kampının söylemine kapılıyor.

Türkiye’deki yolsuzluk sorunu asla ihmal edilmemesi gereken bir meseledir. Daha vahimi, halkın da islerini eş, dost, tanıdık elerle yürütmeyi ve hukuk dışına çıkmayı meşru görmesidir. Ayrıcalık kendine yapıldığında susan, başkasına yapıldığında ise itiraz eden kişinin yolsuzluk karşıtı söylemi sahtedir. Sorun çok daha derindir ve toplumsal kökeni vardır.

Rıza Zarrab davasını yürütenlerin yolsuzlukla ilgili bir dersi yok. Konu yolsuzlukla ilgili değil. Konu Amerika’nın Türkiye ile yasadığı anlaşmazlık ve Türkiye’nin onun istediği çizgiye gelmemesi. ABD, aynı yargı darbesini Pakistan ve Arabistan'da yaptı. Türkiye’nin ic dinamikleri ile bunu yapması imkansız gibi. Bunun için dışarıdan bunu deniyor. Eğer Zarrab ile 17- 25 Aralık- FETÖ ve 15 Temmuz arasında bir süreklilik göremiyorsanız, yapılacak bir şey yok.  Bunlardan ilki gerçekleşse idi bir sonraki aşama olmayacaktı. Kuşkusuz Erdoğan iktidardan indirilinceye kadar devam edecektir.  Olaya yaklaşırken hem yolsuzluklara karşı olmak, hem de yolsuzluk söylemini araçsallaştırarak başka projelere temel oluşturmak isteyenlerle aynı safta durmamak gerekir. 



Bu yazı 1052 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI