erotik shop
Bugun...
Piyasa İslamı


Zeynep Karataş Fikir Zemini
zeyneprana.wordpress.com
 
 
facebook-paylas
Tarih: 30-12-2015 11:57

Türkiye’de İslami kesimin piyasayla imtihanı çok defa mevzu bahis olmuştur ancak  kapsamlı bir çalışma olarak, İsviçreli  siyaset bilimci i Dr.Patrick Haenni’nin Türkçeye “Piyasa İslamı: İslam suretinde neoliberalizm” ismiyle  çevrilen kitabı sadece Türkiye’deki İslami burjuvaziyi anlatmakla kalmıyor diğer Müslüman toplumlardaki eş zamanlı değişimi ele alıyor.

Doğrusunu isterseniz bir İsviçrelinin mevzuyu nasıl okuyacağı, Müslüman toplumları bir kadavra gibi inceleme nesnesi yapıp yapmayacağı gibi endişelerim vardı ancak yazarın bol örneklendirmeler ve asgari yorumla tipik bir oryantalist bakıştan çok meraklı bir gözlemci olarak konuya eğildiğini söyleyebilirim.

Şimdi konuya sabrı istismar edecek bir giriş yapacağım. Ancak dünkü tartışmaları bilmeden bugünkü olayları yorumlamak bazen başımıza iş açabiliyor.

Din ve ekonomi ilişkisi deyince akla Max Weber gelir kuşkusuz.  Karl Marx’ın aksine  Weber  dini ekonominin şekillendirdiğini  değil karşılıklı birbirini şekillendiren, etkileyen iki kurum olarak değerlendirir. Mesela  kapitalizm tecrübesinde Protestan Ahlakıyla dine  başat rol vermiştir. Kapitalizmin gelişmesinde Protestanların çalışmaya verdikleri önem, lüksten uzak duruşları sebebiyle bir para birikintisinin oluşmaya başlaması  ve öbür dünyaya aşırı atıf yapan ifadelerden çok bu dünyaya dair çabalarının oluşu ve zenginleşmenin ruhban kesiminin elinden çıkması gibi sebeplere yer vermiştir. 

Ancak Weber söz konusu İslam olduğunda, İslamda kapitalizmi geliştirecek yeterli argüman bulamamıştır. Gerçi son ölümüne yakın  ilgilendiği bir din olması ve İslam ile ilgili geniş çaplı bilgisinin olmaması da buna sebep olmuş olabilir, biraz kendisiyle çelişecek biçimde bir İslam okuması olduğunu ve döneminin tipik klasik oryantalist düşüncelerin etkisi altında kaldığını görüyoruz.  İslam’ın ekonomik açıdan bir köle dini olması ve fetihçi oldukları için de ganimet üzerinden  bir ekonomileri olduğu fikri onu bu düşüncelere itmiş olabilir.  Yine kapitalizmin gelişmesi için olmazsa olmaz olan “sivil toplum”un İslamda olmadığını düşünmesi onu böyle bir kestirmeci yaklaşıma itmiş olabilir. Bryan Turner “ Max Weber ve İslam” kitabında buna değinmiş ve Marx’ın yanıldığını İslam’da kapitalizmin gelişmesine mani olacak böyle bir şeyin olmadığını düşünmüştür ve delil olarak da İslam’da Hz. Hatice, Osman,Ebu Bekir gibi zenginlerin varlığını ve Peygamberin kendisi de dahil ticaretle uğraşan bir kesimin olduğunu  göstermiştir...

 Bu kadar sıkıcı teorik  bilgiden sonra bu konuda yazılmış kapsamlı bir kitabı tanıtmayı hedeflediğim kitaba geçelim: Piyasa İslamı.  Olması gerekeni değil olanı, teoriyi değil pratiği anlatan bir kitap . O yüzden hiç sıkılmadan okunacak bir kitap.

Kabul edelim ki olması gereken üzerine yazanlar  “olması gereken”in kendisi karmaşık olduğu için hem üslupları hem düşünceleri ağır ağdalı ve okunması zor oluyor. Marx İslam’a nasıl bakmış, Weber İslam’a neyi uygun görmüşten çok uzak bir kitap. İster “bu İslam değil” deyin,  ister “neden olmasın ki ?” deyin “olay”ın kendisi çoğu zaman olduğu gibi entelektüellerin tahayyüllerini , iddialarını, teorilerini yerle yeksan etme gücüne sahip.

İslamî Kapitalizm mi demek gerek, İslam’ın piyasa karşısındaki dönüşümü mü, yenilgisi mi demek gerek ,bu  dünya görüşünüzüne ve durduğunuz yere göre değişebilir. Ancak yazarın “İslam sûretinde neoliberalizm” demesine baktığımızda İslamın bu piyasada bir araç olduğunu ve “din tacirleri” gibi tacirlerini hatırlattığını söyleyebilirim.

 

Peki, kapitalizm Hristiyanlıktaki gibi bir mezhep ya da meşrep üzerinden  okunursa İslam’da bunun karşılığı ne olabilir?

İşte bu noktada yazar sufiiliği işaret ediyor, kapitalizmin ilk evresi için gerekli olan para birikintisi oluşturmak için elzem olan “bir hırka bir lokma” ahlakı, ihtiyaç duyulan paranın ihtişam ve şaşaya yatırılmak yerine girişimcilik için kullanılmasına yardımcı olabileceği için. Ancak sufiilik daha sonra kullanışlı olmayacaktır Kapitalizmin gelişmesine çünkü “tembellik” bir yaşam felsefesi haline gelmiş ve çalışma hayatından yani üretimden uzak kalmayı ve geri çekilme olarak okunabilecek “inziva” kültürünün olması yüzünden. Bu kez  çalışmanın faziletlerini övecek dini atıflara ihtiyaç olacağı kesindir.  Bu konuda kullanışlı bulanan (!) ayetler ve hadisler seçmekte oldukça mahir davrandılar. İnsana ancak çalıştığının karşılığı olduğu, çalışmanın da bir ibadet olduğu… Rızk kazanmanın ve bereketin değeri gibi İslamın ruhundan birkaç  nefes üflemek suretiyle gelişim ivme kazanmıştır.

“Piyasa islamı' nın  amacı gırışımcı bir din yaratmaktır ki selefilik bile buna duyarsız kalmaz. “diyor yazar,  buna kaynak olarak da dipnotta  Selefi bir gazete olarak bilinen  Al  Bayan gazetesindeki bazı ifadelere atıf yapıyor. Gazetede işlenen konuların  “Ruhun inşası, enerjilerin keşfi, kendini ifade teknikleri” gibi oldukça kapitalizmin hoşnut kalacağı konular olduğuna değiniyor.

Girişimci bir din olarak İslam piyasaya bir ahlak vaad etmek zorundadır  ve bunun için   Endonezyalı  Müslüman reformcuların “ İslami Çalışma Ahlakı”  tabirini ödünç alıyor  Patrick Haenni .  Türkiye’de Anadolu Kaplanlarının Müslüman ama zengin ve ama Ramazanda iftar veren ve elbette eşleri, kızları örtülü olmanın dışında kapitalizmin ahlakının karşısında bir İslami ahlak geliştirebildiklerine dair şüphe söz konusu.  Bir mühendislik projesi gibi görünen bu çalışma ahlakının pratikte neye karşılık geldiğini söylemek acımasızca olmayacaktır. Müslüman işletmecinin, girişimcinin “diğer”lerine göre farklı yaklaştığı meselenin daha çok ürünün dinselleştirilmesi veya dinsel ürünün piyasasının oluşturulması olarak kaldığını görüyoruz. 

Bal satarken balın peygamber hayatındaki yerinin anlatımı  şeklinde bir reklamlama, ya da balın hadislerde ne kadar övüldüğünün anlatılması  ya da çörek otu satarken peygamber sözlerine gönderme yapmak çalışma ahlakına dair bir şey olabiir mi ?  Bana öyle geliyor ki bu noktada dönüştürülen “şey” dinin piyasa değerinin olmasıdır yoksa İslamın çalışma ahlakına dair bir yeniliği olduğunu göremiyoruz. Alnının teri kurumadan çalışanının hakkının verilmesi ilkesinin nasıl oluyor da bu piyasada hiçbir anlam ifade etmiyor  mesela ?

'Piyasa İslamı'nı sadece ekonomik açıdan okumak yazarın pek hoşuna gitmemiş olacak ki, refah teolojisinin nakdi karşılığının dışında hususlara da değinmiş.  Eski İslamcılığın, yani Tunus Nahda Partisi Lideri Gannuşi’nin bahsettiği “Müslümanların iktidar karşısında muhalif konumları”ndan sıkılmış, muhalefet etmek yerine yeni bir sahada  özgürce at koşturmak isteyen yeni nesil bir İslamcılık anlayışının geliştiğini ve o teorik alt yapıları güçlü İslamcılığın ekonomik arka planı sağlam İslamcılığa evrildiğini izah etmektedir.Laf aramızda ,hani dünün mücahitleri bugünün müteahhitleri olarak pek sıkça duyduğumuz durumu anlatmaktadır. Yani islamı hayatlarının her anını şekillendiren ve düşünsel sancılar da çektiren konumunu biraz sarsıp  göreceli olarak rahatlama anlamına gelen part-time Müslümanlığa da kapı aralamıştır piyasa İslamı .

İslami ürünlerin seküler kaygılarla pazarlanması ve vitrine asla yan yana gelmeyecek ürünlerle koymak yeni İslamcılığın  farklılıkların uyumsuzluğuna alışkın bir zihin yapısına evirmiştir.  İslami bir jargon kullanan markanın ahlaki düşüklük olarak yorumlanacak şarkıları çağrıştıracak şekilde reklam edilmesi, defilelerde ilahiler eşliğinde değil de en trend batı müziği ile sunulması  kıyafetlerin  eski İslamcılığın hacı kokusu kokan seccade ve güllü Yasin alıcısının çok olduğu ancak en ağır tefsir kitaplarının da satıldığı mağazalarından fersah fersah hem zihinsel hem de görsel olarak uzak yeni bir İslamcılığın  olduğu açıktır.

Piyasa İslamını yazarın olumsuz görmediği aksine yer yer bu değişimlerin İslamcıların çağa eklemlenme çabası olduğunu ve yeni  nesil İslamcıların bu şekilde duvarlarını yıkabildiklerini ve göreceli olarak daha özgür hissettiklerini örneklendirmelerinden anlıyorum.

Çünkü  yeni İslamcıların bu “özgürlük alanı”nı  eski tür siyasal İslamcılığa değil Liberal politikalarıyla bilinen Turgut Özal’a borçlu olduklarını belirtiyor yazar. Ve sistemle kavga etmek yerine rüştlerini ispat etme imkanı buldukları bir alan oldu Piyasa. Devletle çatışmaya girdikçe zarar görmüş İslamcıların lehine olarak belli elit ellerde stoklanmış paranın bir parça el değiştirmesine yarayacak bir hamleydi Özal’ın liberal politikaları. Dolayısıyla İslamcıların piyasadaki başarısı liberalizmin başarı hanesine yazılmalıdır yazara göre. İslam bu işin neresinde sorusuna da cevap olarak belki “ kültüralist bir kapitalizm” gelişmesinde İslam’ın rolünden bahsedebiliriz.  O İslamcı söylem süreç içerisinde azaltıla azaltıla artık ambalaja indirgenecek düzeye gelmiştir. Yazarında kullandığı tabirle “light İslam” haline gelmiştir.

Belki bunun istisnası olarak Gülen cemaatini ayırmak gerekir , çünkü “hizmet” kavramıyla ticaretin kendisinin,bir  başka hedef için kullanıldığı ve ticaretin amaç değil araçsallaştırıldığı gibi bir yaklaşımı var yazarın.Gerçi kitabın yazım tarihi eski olduğu için son dönemdeki olayları işe dahil etmemiş olsa gerek. “Hizmet”in kendisi bir amaç mıydı, ekonomi araç olarak mı kullanıldı bundan bu kadar emin bahsetmezdi diye düşünüyorum.

Özet olarak;  Piyasa İslamından “projeler islamı” olarak bir alt başlıkta bahsetmekte ve olayların hiç de göründüğü gibi sadece bir sebebe indirgenemeyeceğini, sofistike olduğunu anlatmaktadır. Geleneksel İslamcılığı marjinalize etmeyi başarabilmiş ve belki de  o İslamcılığa karşıt olanların asla başaramayacağı bir eritmeyi  Piyasa İslamı başarmış görünüyor. "Ayrıca ekomonik anlamda liberal, politik olarak muhafazakar, ideolojik olarak ise İslamcı olabilmenin yarattığı ideolojik boy kısalığı bu piyasanın anatomisidir diyebiliriz "

Kişisel kaygım ise İslamın satılabilir “ürün” haline gelmesini Müslümanların başarısı olarak okumanın yarattığı zemin kayması. İslami ürünlerden çok “İslami çalışma ahlakı” belki liberal politikaların rekabetçi ve yer yer acımasız arenasında Müslümanlara yakışan müslümanca bir duruş olacaktır.



Bu yazı 2035 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI