'Aklını kullanmayanları, bir azap olarak pislik içerisinde bırakırız' Yunus süresi 100. Ayet.
Bu ayeti ilk defa okuyup, duyanlar!
Evet, bu ayet günümüz Müslüman kişi ve toplumların durumlarını anlatıyor.
Daha ilginç olan şu ki; bu ayet Müslüman olduğunu iddia edenler için bir uyarı olarak 1400 yıl önce vahyedilmiş olması.
Bu ayet, Müslüman kişi ve toplumlar tarafından, 1400 yıldan beri milyarlarca kez okunmasına rağmen ‘bir azap olarak pislik içerisinde kalmaya’ devam edegelmişlerdir. Müslüman kişi ve toplumlar!
Müslüman olduğunu iddia eden her kişi ve her toplum, sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi olarak yani hayatlarının bütün alanlarında ‘akıllı olmak’durum ve zorundalarken…
***
İslam dinine mensup olmanınyani Müslüman olmanın ilk şartı ‘akıllı olmak’tır.
Allah, dünya hayatı boyunca, akıllı olanları ve akıllı olduğunu iddia edenleri muhatap alır yani sorumlu tutar, imtihan eder.
Allah, akıllı olmayanları sorumlu tutmaz, imtihan etmez.
Müslüman olmak,‘Allah’a teslim olmak’ demektir.
Müslüman olduğunu iddia eden kişi bu teslimiyeti, sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi olarak yani hayatının bütün alanlarındagöstermek zorundadır.
Müslüman olduğunu iddia eden kişi, bu ayetin muhatabı olmamak yani ‘bir azap olarak pislik içerisinde kalmamak’ için her şart ve ortamda aklını kullanmak durum ve zorundadır.
Her şart ve ortamda, aklını kullanmayan Müslüman, Müslümanlık için ilk şart olan ‘akıllı olmayı’ yerine getirmemiş, bu durumda ‘bir azap olarak pislik içerisinde kalacaktır’ demektir.
Günümüzdünyasında Müslüman olduğunu iddia edip hem maddi hem manevi olarak pislikiçerisinde olanlar…
Evet, bunlar aklını kullanmayanlardır.
Bunlar için iki şey söylenebilir:
1-Bunlar ya akıllı değiller.
2-Ya da Müslüman değiller.
Akıllı Müslüman olsalar, niçin birbirlerini öldürürler ki?
Niye onlarca mezhep, yüzlerce cemaat ve tarikat olurlar ki?
Niye her fırsatta birbirlerinin aleyhine konuşup, birbirlerini sapıklık ve küfürle itham ederler ki?
Niye Abd ve Ab’nin kuklası olurlar ki?
***
Aklın önemine binaen:
Akıl olmazsa, Allah' ı tanıyamazsınız.
Akıl olmazsa, vahyi anlayamaz, Müslüman olamazsınız.
Akıl olmazsa, aile kuramazsınız.
Akıl olmazsa, okuyamaz, çalışamaz, ticaret yapamazsınız.
Akıl olmazsa, doğru düşünemez, fikir sahibi olamazsınız.
Akıl olmazsa, ibadet edemez, zikredemezsiniz.
Akıl olmazsa, sevemezsiniz, âşık olamazsınız...
***
Müslüman olmak için akıl tek başına yeterli midir?
Elbette hayır!
Akıllı olarak nakle yani vahye teslimiyet gerekmektedir Müslüman olmak için.
Akılvenakil (vahiy) ilişkisini olması gerektiği gibi kuramayan Müslüman kişi ve toplumlar, ‘bir azap olarak pislik içerisinde kalmışlardır’ tarihleri boyunca.
Bunun sebebi; akıl ile nakli (vahyi) birbirinden ayırmalarıdır.
Önce akıl deyip nakli önemsemeyenler ile önce nakil deyip aklı önemsemeyenler…
Bu tartışmayı başlatanlar ve sürdürenler Müslüman kişi ve toplumların cahil kalmalarına ve birbirleri ile çatışmalarına sebep olmuşlardır.
Hem kendilerini hem de Müslüman kişi ve toplumları zarara uğratmışlardır.
Hatta günümüzdeki Müslümanların birbirlerine olan kinlerinin ve kavgalarının temelinde bu tartışma yatmaktadır.
Mezhep, cemaat ve tarikat ayrılıkları ve çatışmaları buradan beslenmektedir.
Önce akıl deyip nakli önemsemeyenler, dinsiz ve inançsız oldular.
Önce nakil deyip aklı önemsemeyenler,gerici, cahil, yobaz ve tutucu oldular.
Bu ayrılıklar ve çatışmalar sonucunda, kahrolası batı medeniyetinin istediği Müslüman tipi ortaya çıktı: Aklını kullanmayan, aklı ve nakli (vahyi) birbirinden ayıran, bölünmüş, parçalanmış, birbirleri ile kavgalı, materyalist (maddeci), makyavelist (menfaatperest), salak ve aptal insan yığınları…
Sadece kimlik kartında yazılı olduğu için Müslüman olduğunu iddia eden kişi ve toplumlar…
(Artık yeni kimlik kartlarında ‘Dini: İslam’ ibaresi de kaldırıldı ya…)
***
Akıl ve nakil (vahiy) ilişkisi şu şekildedir:
Akıl maddiyatı görür, vahiy ona maneviyatı gösterir.
Bir diğer deyişle;
Akıl fiziği görür, vahiy ona metafiziği gösterir.
Akıl tek başına materyalist (maddeci) ve makyavelist (menfaatperest)’tir.
Vahiy tek başına mistiktir.
Akıl ve nakil birbirinden ayrılamazdır Müslüman olduğunu iddia eden kişi ve toplumlar için.
Aklı ve nakli birbirinden ayırmayan, 27 yaşındaki Biruni ile 18 yaşındaki İbni Sina, yüzlerce yıl önce ‘ışığın hızını ölçmenin yollarını’ tartışmışlardır. Ve o dönemde Müslüman toplumlar tüm insanlığa yolunu gösteren birer kandil olmuşlardır.
Aklı ve nakli birbirinden ayırmadan yaşayanlar kazanacaklar hem dünyayı hem ahireti.
Selametle.
İbn Haldun ‘Kürtler Hamaldır’ diyor mu?
Vahdet kelimesi kirlenirken yeni argüman: Yekvücûd olabilmek..
Türkiye’de milliyetçilik İslamcılığı neden ve nasıl yutuyor?..
Abdullah Kıran: Bu seçim DEM Parti’nin son ''demi..
Sana mübah olan Kürd’e değil mi?
Kürt siyasetinde iki ana damar ve İstanbul seçimleri
