erotik shop
Bugun...
Tasarruf Yapacağız Diyenlerin İsrafı!


Cengiz Akalın Fikir Zemini
 
 
facebook-paylas
Tarih: 12-10-2018 01:46

Hatırlarsanız geçtiğimizağustos ayının son günlerindehaber kanallarında,bültenlerinde ve gazete manşetlerinde coşkulu bir şekilde verilen şu haber vardı:‘Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Mustafa Varank G20 Dijital Ekonomiden Sorumlu Bakanlar Toplantısı için gittiği Arjantin'den dönerken, Endonezya İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Rudiantara'yı TC-ATA uçağına davet ederek 17 saat süren yolculukta ikili görüşme gerçekleştirdi’.

Ülkemizde hangiparti iktidar olursa olsun iktidar yalakası ve yalayıcısı bir medya, bu medyanın yazarları vebukesimin sözde entelektüelleri vardır. Asalaklar gibi her iktidarın sırtında yaşarlar bunlar.

Sayın bakan bu kesim tarafından ayakta alkışlandı.

Ve şu şekilde başlayan cümleler kurdular ‘çok güzel bir davranış sergilemiş Sayın bakanımız…’.

Hatta zamanında Ak parti düşmanı olan malum medyanın kalemşörlüğünü yapanlar dahi Sayın bakanın TC-ATA uçağı ile gidip gelmesini destekleyen köşe yazıları yazdılar.

Bu kesimin vasfını şu cümle yeterli bir şekilde anlatıyor; ‘şimdi iktidardayız, bütün alçaklar bizden yana’.

Evet Ak parti milletin desteği ile 16 yıldır iktidarda ve bütün alçaklar Ak partiden yana!

***

Gelelim konumuza.

Bizim ülkenin Sayın bakanıTHY’nin tarifeli uçuşu ile direk Arjantin’e gitmiş olsaydı 19-20 saat, tarifeli uçuşla aktarmalı olarak gitseydi 24 saat civarında sürecekti yolculuğu.

Ancak Sayın bakan TC-ATA isimli devlete ait yani milletin olan klişeleşmiş tabirle ‘tüyü bitmemiş yetimin parası’ ile alınan özel uçak var ya, işte tam da o uçakla hem gidiş hem dönüş 17’şer saatte ve yanında ilgili ilgisiz, yetkili yetkisiz birçok zevatla gerçekleştirdi bu yolculuğu.

Sayın bakan ve yanındaki zevatlar Arjantin’de kaldıkları süre içerisinde 5 yıldızlı otellerde kaldılar devletin yani milletin, tüyü bitmemiş yetimin parası ile!

Sayın bakana sormak gerekmiyor mu?

Sayın Cumhurbaşkanımızın deyişiyle ülkemiz ekonomik saldırılar altındayken.

Ülkemizde tasarruf tedbirleri hükümet tarafından açıklandığı bir dönemde.

Endonezya dünyanın 16. büyük ekonomisi, bizim ülkemiz 20. sıralarda bulunurken.

Endonezya’nın makro ekonomik göstergeleri bizim ülkemizden daha iyi durumda olduğu halde. Ör; Endonezya’da faiz yüzde 5-6, ülkemizde faiz yüzde 25-30 civarlarında.

Endonezyalı bakan kendi ülkesinden 33 saatlik tarifeli ve aktarmalı uçak yolculuğu yapıp Arjantin’e giderken.

Bizim ülkenin Sayın bakanı yüzbinlerce dolarlık seyahati neye dayanarak yapıyorsunuz?

Sadece TC-ATA isimli özel uçağın gidiş dönüş benzin parası ne kadar biliyor musunuz?

Bilmiyor olabilirsiniz.Birçok bakan yardımcısı,onlarca bakanlık müsteşarı ve danışmanı var onlara sorup öğrenebilirsiniz değil mi?

Hadi biraz ihtimalleri konuşalım:

Bizim ülkenin Sayın bakanı şöyle düşünmüş olabilir mi? ‘Ömrümüzde bir kez elimize bakanlık fırsatı geçmişken bütün imkanlarından sonuna kadar yararlanalım’.

Sayın bakan bu şekilde düşünmüşse gayet normal olarak şu şekilde yorumlar da yapılabilir: Sayın bakanın Endonezyalı bakana bizim uçakla gelmesi teklifi yapmasının tek nedeni, yapmış olduğu bu israf ve müsrifliği örtmek ve sümenaltı yapmak için olabilir mi?

Bizim ülkenin Sayın bakanı Endonezyalı bakana ‘bak biz özel uçakla gidip dönecek kadar zenginiz, siz fakirsiniz. Hadi gel seni özel uçağımla götüreyim’ havasını atmak için olabilir mi?

Bir de herkesten ‘aferin’ almak için olabilir mi?

Temmuz ayından itibarenhükümetten kaç bakan özel uçakla Arjantin’e gittiler bilen var mı?

THY’nin haftada birkaç gün Arjantin’e uçuşu var.

Zaten ülkemizden Arjantin’egiden uçak var niçin özel uçak masrafı çıkarıyorsunuz?

Sayın bakanlar THY’nin tarifeli direk veya aktarmalı uçuşları ile niçin gidip gelmediler?

Niçin Endonezyalı bakan gibi tarifeli ve aktarmalı gidip gelmediler?

Gitmesinler veya gidilmesin demiyoruz.Devlet işleri gereği her yere gidilmelidir.

Bunun farkındayız elbette.

Bu israf ve müsriflik neden diye soruyoruz?

İktidar yalakası ve yalayıcısı medya, bu medyanın yazarları ve bu kesimin sözde entelektüelleri niye bu israfı görmüyorlar? Niye eleştirmiyorlar? Niye sesleri çıkmıyor?

Görüyorlar, görüyorlar hatta bizlerden daha iyi görüyorlar da görmezden geliyorlar. Görüp, eleştirip ve sesleri çıkarsa yemliklerine yem atılmaz korkusu taşıyorlar.

***

Sömürgeci ile Savaş ama Sömürgecinin Dilinden Sakın Vazgeçme!

Dikkat çekmek istediğim bir diğer konuda şu:Bizim ülkenin Sayın bakanı ile Endonezyalı bakan ülkemize dönerlerken, uçakta hangi lisan ile konuşup anlaşabildiler acaba?

Hiç merak eden ve sorgulayan olmadı değil mi?

Bizim ülkenin Sayın bakanı Endonezce (Bahasia), Endonezyalı bakan da Türkçe bilmediğine göre!

Hangi lisan olabilir?

Sizlere birkaç ipucu. Bakalım bulabilecek misiniz?

Hani milletimizin tarihte en büyük düşmanlarından olan.

1. Dünya savaşında yüzbinlerce askerimizi şehit eden.

1. Dünya savaşında esir düşen binlerce askerimizi lanetli Yahudilerle birlikte asitli sularla işkence ile kör edip, çöllerde ölüme terk eden.

Savaş sonrası başkentimiz İstanbul’u 5 yıl işgal eden.

Milyonlarca kilometrelik vatan topraklarımızı işgal edip parçalayan ve oralarda kukla devletler kuran.

İsrail devletini kuran.

Endonezya'yı Hollanda ile beraber 150 yıldan fazla sömüren.

Dünyada milyonlarca insan katleden ve katletmeye devam eden.

Bulabildiniz mi?

Elbette kahrolası İngilizlerin dili olan İngilizce konuştular tabi ki!

Dünyada 406 yıl Müslüman devletlerin liderliğini yapmış bizim ülkemizin bakanı ile dünyada en fazla Müslüman nüfusa sahip ülkenin bakanı birbirleri ile kendilerinin en büyük düşmanı İngilizlerin lisanıolanİngilizce konuşup anlaşabiliyorlar!

Ne kadar trajikomik bir durum değil mi? Aslında tam bir kara komedi ne dersiniz?

En büyük birliktelik olan İslam dini ortak noktamız iken...

Ne onlar bizim dili konuşabiliyorlar ne de bizler onların dilini.

Ortak dinimiz olduğunu iddia etmemize rağmen ortak bir dilimiz yok!

Gerçi ülkemizde de milletimizin asli unsurlarından olan Müslüman kavmiyetlerin dilleri olanKürtçe, Lazca, Çerkezce vb. onlarca yıl yasaklanmadı mı sömürgeci zihniyetin kalıntıları tarafından?

En ilginç ve acı veren durumda en büyük düşmanımızın dilini öğrenmeyi hem devletimiz zorunlu kılıyor hem de öğrenmek için binlerce lira masrafa giriyor vatandaşlarımız.

Bu konudaki itirazımıza karşı çıkan bazı çok bilmiş profesörler, doçentler ve bilimum zevatlar şu şekilde savunmaya geçiyorlar: ‘Efendim bugün İngilizce dünya lisanı durumunda bundan dolayı İngilizce öğrenmeye mecburuz’.

Bizde onlara diyoruz ki: ‘İngilizce dünya lisanı falan değil. İngilizlerin milyonlarca insan katlederek bütün dünyayı sömürmesinden dolayı ortaya çıkan bu durumu sizlerin kendi tarihini ve kültürünü bilmeden acziyet içerisinde kabullenmenizden ötürü mecburiyet zannetmenizdir. 95 yıl önce devletimiz hainlerin ihanetleri sonucu yıkılmasaydı bugün İngilizce dünyada kullanılan sıradan bir lisandan başkası değildi’.

 

***

Lütfen dikkat!

Amerikalılar bağımsızlık savaşını İngilizlere karşı verdi amaAmerika’nın resmi dili İngilizce.

Hindistan bağımsızlık savaşını İngilizlere karşı verdi ama Hindistan’ın ikinci resmi diliİngilizce.

Çin ‘Afyon Savaşları’ olarak bilinenticari bağımsızlık savaşınıİngilizlere karşı verdi ama günümüzde günlük hayatlarında 500 milyondan fazla Çinli İngilizce konuşuyor.

Kanada, Avustralya, Güney Afrika, birçokArap ve Afrika ülkesi yani dünyada onlarca devlet…

Bütün bu devletlerde yaİngilizce öğrenmek zorunluveya resmi birinci dil ya da resmi ikinci dil İngilizce.

Alın sizlere celladına aşık devletler!

Bizim ülkemizde de durum aynı değil mi?

Acaba bizler İngiliz sömürgesi olabilir miyiz?

‘Hadi canım sende’ mi dediniz?

Peki sömürge olmadığımızı nasıl kanıtlarsınız?

Selametle. 



Bu yazı 2968 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI