1- Ak Parti’deki İslamcılar Nasıl Bir Model Önermektedirler?
Kurulduktan sonra ilk girdiği seçimlerde iktidar olabilen Ak Parti’deki İslamcıların tarihsel köklerini ve ana damarlarını irdelemekten belki de daha önemlisi ve güncel olan, Ak Parti’deki İslamcıların iktidarda neler yaptıklarını, iktidar nimetlerini nasıl kullandıklarıdır.
Topluma umut olabilecek ki toplum “doğruluk, eşitlik, adalet, merhamet, kardeşlik, refah, huzur” beklemektedir, Ak Parti İslamcılarının bu taleplere ne kadar cevap verdiği, ne kadar veremediği elbette tartışmalıdır. Ama bu taleplere cevap verdiği ölçüde anlamlı ve değerli bir iş yapıldığından söz edebiliriz.
Üzerine oturduğu değerleri görmezden gelerek, halkın taleplerini hiçe sayarak, yukarıdan aşağıya emredici roller üstlenerek, oldukça riskli bir yola girerek, halka-Müslümanlara umut olabilme potansiyelini kaybettikleri anda İslamcılık davasını da sekteye uğratacakları ortadadır.
Bilimselliğin bütün disiplinleri etkilediği bir zamanda devlet yönetimine talip olan ideolojik, dini ve diğer çevrelerin toplumu neye davet ettikleri, nasıl bir toplumsal düzen önerdikleri de haliyle önemli olmaktadır. Üzerinde mutabık olduğumuz bir anayasanın yapılamamış olması devleti yönetmeye talip olan tüm çevrelerin söylemlerini önemli hale getirmektedir. Bunlardan birisi de Ak Parti İslamcılarıdır.
Dikkat edilirse Ak Parti’deki İslamcılar, “hangi İslam, nasıl bir İslam, nasıl bir İslami devlet, nasıl bir İslami toplum?” sorularına cevap verememektedir. Bunun getirdiği bir dizi sorunsalla karşı karşıyadırlar.
Ak Parti İslamcıları nasıl bir İslam önerdiklerini, tarihsel tecrübelerle bugünün dünyasına ve Türkiye’sine ne söylediklerini, neye çağırdıklarını, nasıl bir model önerdiklerini gerek özgün kimlikleriyle, gerekse parti kimlikleriyle açık seçik ilan edememektedirler...
***
2- Ak Parti’deki İslamcıların Düşünce Tembelliği
Türkiye’de “nasıl bir İslam, nasıl bir İslam devleti, nasıl bir İslam toplumu” sorunu Ak Parti İslamcılarının tek başına altından kalkabilecekleri bir mesele olmayabilir ancak bu konuda ne yaptıklarını, topluma neyi vadettiklerini en azından ilan edebilme gibi bir sorumlulukları olduğunu düşünüyoruz.
Pek çok milletvekili sahip olduğu dini referansları bir yana bırakarak sadece iktidar pastasından nasıl nemalanabilirim endişesi içindeyse bu milletvekillerini eleştirmek, dini kaygıları olan seçmenlerin en temel hakkıdır. Oy verdiği vekilin duruşunu ve siyasetini her seçmen eleştirebilecek bir özgürlüğe sahiptir, olmalıdır. Seçmen bu hakkını kullanabildikçe siyasete etki edebilmektedir. Bu insanların üç otuz menfaat için nasıl evrim geçirdiklerini dini, siyasal, toplumsal meselelerden nasıl uzaklaştıkları sorgulanamıyorsa zaten sorun sandığımızdan da büyük demektir.
Ak Parti’deki İslamcılar artık düşünce tembelliğinden çıkmak; halka umut olabilecek, huzurun temel parametrelerini ilan edebilecek toplumsal projeler- ki en başta anayasa gelmekte-hazırlamak durumundadırlar. Toplum artık iktidarın tüm birleşenlerinden barış içinde yaşayabilecek, toplumsal düzeni çatışmalardan kurtarmaya hizmet edebilecek çalışmalar beklemektedir. Bu çalışmalar kabul edilmelidir ki belediyecilik hizmetlerinin çok çok ilerisinde yoğun emek harcanarak başarılabilecek işlerdir. Ak Parti’de böylesine bir yoğunluğun olup olmadığı konusunda şüpheler vardır.
Evet, yollar, köprüler, bulvarlar, meydanlar, sportif tesisler, konutlar, okullar yapılıyor ama düşünsel/felsefi, dini bunalımlarda aynı oranda derinleşiyor. Yeni sorunlara karşı yeni modeller önermekte tembellik edildikçe başta Ak Parti olmak üzere İslamcıların da kan kaybedecekleri bir yarışa da girilmiş olunuyor.
***
Ak Parti’deki İslamcılardan, toplumun büyük çoğunluğu en azından Müslüman seçmenler, iddiası içinde bulunulan düşüncelerin-tezlerin en ileri düzeyde "ahlak" ile temsil edilmesini, sahip olduğu tarihsel birikimi heba etmeden Türkiye’nin sorunlarına onurlu, haysiyetli ve ciddi yaklaşımlar göstererek, selamet içinde yaşayabilen bir ülkenin inşasına katkı sunmasını beklemektedirler.
Bir tüccar mantığından çok yönetebilen ve yönetiminde merhamet olmasa dahi hiç olmazsa adalet ile karar verebilen bir siyasetin parti tarafından yüksek sesle dillendirilmesini talep etmektedirler. Halkın talepleri değerlendirildikçe bir siyasi parti ve ideolojisi, dini vs. değerli olabilir.
Bu açıdan Ak Parti’nin karşılaştığı temel sorunlara yakından bakıldığında beş temel meselenin halihazırda çözümlenmeyi beklediğini söylemek mümkün..
İbn Haldun ‘Kürtler Hamaldır’ diyor mu?
Vahdet kelimesi kirlenirken yeni argüman: Yekvücûd olabilmek..
Türkiye’de milliyetçilik İslamcılığı neden ve nasıl yutuyor?..
Abdullah Kıran: Bu seçim DEM Parti’nin son ''demi..
Sana mübah olan Kürd’e değil mi?
Kürt siyasetinde iki ana damar ve İstanbul seçimleri
