erotik shop
Bugun...
Darbeye Direnç “Yeni” Toplumsal Alanda Olduğumuzun kanıtıdır


Cihat Akyürekli Fikir Zemini
www.facebook.com/cihat.akyurekli
 
 
facebook-paylas
Tarih: 22-07-2016 03:55

Yaşadığımız darbeye, halkın ve siyaset kurumunun direnci her türlü takdire layıktır. Bu dirençteki yaralıları ve şehitleri saygıyla ve rahmetle anarız. Bu darbeye direnenler özgür bir toplum olmamız için askeri tahakküme boyun eğmeyerek hayatlarını ortaya koydular.

Bu direnişin en büyük kalesi en başta İstanbul, Ankara ve İzmir büyükşehirleri çok açık bir dik duruş sergilediler, direnç gösterenlerin, kalbiyle buğzedenlerin, sabahlara kadar "Yarabbi bu ülkeyi koru" diyenlerin hepsine tek tek şükran borcumuz var. Haddizatında Türkiye’nin tüm şehirleri bu büyükşehirlerle aynı doğrultuda hareket ederek özgür yaşama silahla müdahale edilmesine karşı çıktılar. Demokratik bir halk bloğu/cephesi oluşturdular. Bir tek vatandaşımız mağdur edilmedi, malı talan edilmedi, hiç kimsenin yaşama biçimine müdahale edilmedi tam tersine vakarla yalnızca askeri tahakküme karşı bir direniş başlatıldı.

Halkın kızgınlığı ve darbecilere olan nefreti henüz geçmiş değil çünkü kendi yaşama biçimine yapılan saldırıyı kabul edemiyorlar, edemiyoruz. Ordusunu halkın oluşturduğu, maaşını halkın ödediği, silahlarını ve teçhizatını halkın tedarik ettiği bir kurumun kendi hayatı üzerinde tek söz sahibi olmasını ve hayatı hapsetmesi kabul edilecek bir şey de değil.

Hayat böyle emir komuta ile yaşanamaz, aşırı disiplin ancak köleler içindir, köleleşmiş toplumları emir komutayla yönetebilirsiniz ama özgür insanlar böylesine emir komutayla yönetilemezler.

Silahlı tahakküme dirençle; “Arap Baharı”na bu ülkenin ihtiyacı olmadığı tescillenmiş oldu. Tüm dünyaya halkın kendi iradesine nasıl ve ne kadar değer verdiği gösterilmiş oldu.

Büyük bir hevesle bu ülkede bir içsavaş beklentisi içinde olanların bu iğrenç hevesleri kursaklarında kaldı. Halkın yerli yerinde gösterdiği direniş halk olabilmenin bir şartı olarak kendini gösterdi.

Demokratik düzenin ne kadar ve nasıl gelişeceğine Cumhuriyet ilan edildiğinden beri hep askerler karar verdi. Darbeleri askerler yaptı, anayasaları hazırladı, Harp Daireleriyle siyaset kurumunu vesayet altına aldılar, yerli sanayiye geçmeye engel oldular, gırtlaklarına kadar Batı modernitesinin bu ülkedeki en önemli taşıyıcısı oldular, Milli Güvenlik Kurulu’nda başörtülü kadınlarımızın uçaklara alınmamasını onlar konuştular vs. Halk oy vermenin dışında oyuna hiç müdahalede bulunmadı, kendisine biçilen rolün dışına çıkmadı, oyun kurallarını ihlal etmedi.

Şimdi ilk defa halk bu oyuna fiili olarak müdahale ediyor, etmek zorunda kaldı, kendi iradesinin gözü önünde elinden alınmasına rıza göstermiyor, göstermemelidir de.

Askeri darbelerin hayatımızı nasıl etkileyeceğini çok iyi biliyor ve görüyoruz. 
Askeri darbe dönemi –inşallah bu ülkede kapanmıştır, darbeye hevesli çevreler olabilir, sandıkta devrilmeyen her iktidarı devirmek isteyen, örgütler, çeteler, gruplar olabilir ancak halk bu türlü darbelere geçit vermediğini gayet net biçimde ortaya koydu. Bu nedenle darağacı talebinde bulunmaktadır...

Kendi halkına karşı silah kullanabilen bir orduyla hangi halk beraber yaşamak ister ki?

Silahlı tahakkümle bu halk yönetilemez olduğunu gösterdi. Darısı silahlı tahakküm altında inleyen tüm toplulukların başına…

Direnişe Katılmayanlar da Bizim İnsanımızdır

Meşru seçimlerle oluşmuş Meclis’in bombalanmasına, seçilmiş Ak Parti hükümetinin devrilmesine, halk tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanı’nın öldürülmesine ya da yakalanmasına, bütün sivil örgütlerin kapatılmasına ve silahlı tahakkümle bu ülkenin yönetilmesine hevesli küçük bir grup var. Böyle düşünmeleri silahlı tahakkümün hücrelerimize kadar zerk edilmiş kalıntıların hâlâ atılamamasındadır.

Halk veya millet olmak böyle bir şey, içinde her çeşit görüş ve düşüncenin yaşayabildiği ancak ülke tehlikeye girdiği zaman farklı görüş ve düşüncelere bakmaksızın refleks gösterildiği zaman evet, bir halk/milletten söz edilebilir.

Darbeye direnenlerin ne büyük bir iş başardıkları belki bugünlerde anlaşılmayabilir ama ileriki zamanlarda büyük bir engelin bu direniş tarafından aşıldığı daha iyi anlaşılacaktır.

Toplumsal kamplaşmalara hiç girmeden, farklılıkları zenginlik bilerek, velev ki darbecilere destek vermiş olsalar dahi bu insanlara hakaret etmeden, büyük bir olgunlukla toplumsal barışa hizmet edecek ve hiç kimseyi düşmanlaştırmayacak yeni ve özlenen bir siyaset bu direnişle pekâlâ hayat bulabilir.

Türkiye'nin böyle bir siyaset biçimine ihtiyacı var, bunu muhalefet parti başkanları sağlamayabilir o zaman iktidar partisine ve ona gönül verenlere bu siyaseti inşa etmek düşüyor.

Bu topraklarda yaşayan herkes bizim insanımızdır, ayrılıkları değil ortak taraflarımızı öne çıkartarak bu darbeyi itibarsız hale getirmek mümkündür. Farklılıklarımıza saygı duyarak darbeyi başarısızlığa mahkum edebiliriz.

 

Çeteleşen Bir Cemaatin Hâlâ Masumiyetine İnanan Elemanlarına İthaf Olunur

"Evet fıskla bozulan bir adam,
bataklıga düşüp çıkamayan bir sahıs gibi çokların da o bataklıga
düşmelerini istiyor ki, maruz kaldıgı o dehşetli halet, bir parça hafif
olsun. Çünkü musibet umumî olursa, hafif olur.

Ve keza bir sahsın kalbinde bir İHTİLAL, bir fenalık hissi uyanırsa; yüksek hissiyatı, kemalâtı sukut etmeye baslar; kalbinde tahribata, fenalıga bir meyil, bir zevk peyda olur.

Yavas yavas o meyil kalbinde büyür; sonra o şahıs bütün
lezzetini, zevkini tahribatta, fenalıkta bulur. İşte o vakit o şahıs, tam
manasıyla arz'da yırtıcı bir hayvan, ihtilâli çıkarıp büyüten bir bela,
fesadı durmayıp karıştıran bir âfet kesilir."
(Saidi Nursi“ İşaretül icaz-tufsidufilard tefsiri)



Bu yazı 862 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI