Birleşmiş Milletler Teşkilatı, 2. Dünya harbi sonrasında savaş galibi ülkeler olan ABD, Fransa, İngiltere, Sovyetler Birliği ve Çin tarafından kurulmuş uluslararası bir örgüttür. Adı geçen ülkeler teşkilatın daimi üyeleridir. Her türlü kararı veto etme hakkına sahip olan bu ülkelerin içerisinde Müslüman bir ülkenin olmaması oldukça düşündürücüdür. Daimi ülkelerden birisinin bir karara muhalefet etmesi, yüzlerce üye ülkenin mutabakatla aldığı bir kararın uygulanmasını imkânsız kılmaktadır. Bu itibarla Birleşmiş Milletlerin nüvesini oluşturan güçlü ülkeler ve bu ülkeleri kontrol eden derin odakların, BM ve imkânlarını kendi menfaatleri doğrultusunda kullandıkları görülmektedir.
Birleşmiş Milletler Teşkilatı "adalet ve güvenliği, ekonomik kalkınma ve sosyal eşitliği uluslararası tüm ülkelere sağlamayı amaç edinmiş global bir kuruluş" olarak kendi misyonunu belirtmektedir. Fakat BM hiçbir zaman tüzüğünde yer alan ve asli görevini tanımlayan: Dünyada barış ve güvenliği, ihtilafların barışçıl yolla çözülmesi, halkların kendi geleceklerini özgürce belirleme çabaları, sosyal, kültürel ve siyasal sorunların; ırk, dil, mezhep ve din ayrımı gözetmeksizin çözümüne dönük bir merkez olma fonksiyonunu yerine getirmedi.
Dünya barışının temini ve insan haklarının sağlanması için kurulan Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın, Terör Devleti İsrail’in insanlığın kanını donduracak vahşi saldırılarına sesiz kalması, ABD’nin Afganistan, Süriye ve Irak’taki katliamlarına yaptırım uygulayamaması, yine Rusya’nın Süriye, Kırım ve Ukrayna müdahalesine yönelik pasif tutumu misyonunu yeniden tartışmaya açacaktır. BM'nin, Rusya, İsrail ve özellikle ABD’nin hukuksuzlukları söz konusu olunca tabir yerindeyse pandomimleri oynamaktadır. ABD, İsrail’in saldırganlığı, BM Güvenlik Konseyi tarafından bugüne kadar sadece, yaptırım içermeyen tavsiye kararlarıyla geçiştirilmeye çalışılmıştır.
Oysa BM ve ona bağlı olarak çalışan Güvenlik Konseyi başta İran, Kuzey Kore olmak üzere; ABD ve Siyonist eksen dışında hareket eden ülkelere karşı hukuki alt yapıdan yoksun sert kararlar alabiliyor. BM'nin aslında küresel güç odaklarını temsil ettiğini, insan haklarıyla ilgili kavram ve değerleri ise sadece çıkarları söz konusu olunca maske olarak kullandığını görmekteyiz. Bir buçuk milyara varan nüfusuyla Müslümanların BM de çıkarlarını gözetecek, gerektiğinde aleyhlerine gelişecek hadiseleri veto etme yetkisine sahip ülkeleri olmalıdır. Toprakları sömürgeci ülkeler tarafından talan edilmiş Afrikalıların teşkilat içerisinde karar merciinde üyeleri bulunmalıdır.
Dünyada yeraltı ve yer üstü doğal zenginlik kaynaklarını bulundurması ve stratejik bir coğrafyada yer almasından dolayı sürekli kiriz merkezi olan Ortadoğu ülkelerinin ya da gelişmeye müsait “üçüncü dünya ülkelerinin” seslerini duyuracak karar mekanizması içerisinde söz hakları olmalıdır. Uluslar arası kamuoyu Birleşmiş Milletler teşkilatının artık işlevsiz bir duruma geldiğini, teşkilatın gerek yapısı, gerek fonksiyonunun yeniden dizayn edilmesinin elzem olduğunu görmektedir. Bu çerçevede Tayip Erdoğan’ın “Dünya beşten büyüktür” ifadesini önemsemek gerekir. Çünkü ilk kez bir devlet adamı bu sarahatle BM’nin yapısını eleştirmesi pek rastlanan bir durum değildir.
Günümüzde Birleşmiş milletlerin dünyadaki problemlerin çözümünde bugünkü yapısıyla barış ve adaleti tesis etme kapasitesi bulunmamaktadır. İki yüze yakın üyesinin tamamının eşit haklara sahip olduğu, Oy birliği yerine oy çokluğunun esas alındığı bir yapıyla Birleşmiş Milletlerin, kiriz bölgelerine müdahalesi çok daha kolay olacaktır. İçinde ırkı, dili, dini, rengi farklı yüzlerce devleti barındıran bir teşkilatın sadece veto yetkisine sahip beş daimi üyenin insafına terk edilmesi düşünülemez. Aksi halde teşkilatın adı Birleşmiş Milletler değil beşli devletler topluluğu olmalıdır.
İbn Haldun ‘Kürtler Hamaldır’ diyor mu?
Vahdet kelimesi kirlenirken yeni argüman: Yekvücûd olabilmek..
Türkiye’de milliyetçilik İslamcılığı neden ve nasıl yutuyor?..
Abdullah Kıran: Bu seçim DEM Parti’nin son ''demi..
Sana mübah olan Kürd’e değil mi?
Kürt siyasetinde iki ana damar ve İstanbul seçimleri
