erotik shop
Bugun...
Dinlerarası Diyalog ve Yumuşak Dini Söylemle Etrafı Sarmış Bir Cinayet Şebekesi-2


Yusuf Yavuzyılmaz Fikir Zemini
 
 
facebook-paylas
Tarih: 10-08-2016 15:01

Her toplumsal olayın seyrine paralel olarak kazanan ve kaybedenler oluyor.

15 Temmuz sonrası kaybedenler

1-Kuşkusuz Gülen çetesi.

2-Cemaat motivasyonu ile darbe yapmaya kalkan askerler.

3-Darbenin seyrine göre tavır belirleyen Kemalist, sol kesim.
4- Erdoğan düşmanlığı bütün benliğini sarmış, muhalif olmayı kesinlikle Erdoğan düşmanlığına indirgeyen anti kapitalist İslamcılar. 

5- Cemaate bağlı abi ve ablalar.

6-Kendini sol İslamcı olarak tanımlayan ancak meydanda görünmekte kaçınan, tavır koyamayan aydınlar.

Her şerden bir hayır doğar denir. 15 Temmuz Cemaat destekli darbe girişiminin hayırlı sonuçları olmuştur kuşkusuz.

1-Normal zamanlarda temizlenmeyecek olan bürokrasideki cemaat militanları büyük ölçüde temizlenecek.

2- Cemaatin iç yüzü şüphe bırakmayacak bir biçimde ortaya çıktı. Cemaate aklını ve vicdanını satmış olan militanlardan başka cemaatin terör örgütü olduğu konusunda konsensüs oluştu

3- Asker- sivil ilişkilerinde devrim gibi kararlar alındı. Askeri emir komuta zinciri sonucu oluşan merkezi güç parçalandı.

4-Askeri okullar kaldırıldı. Darbe ideolojisinin eğitiminin verildiği müfredat sona erdirildi.

5-Askeriyeden kast sistemi büyük ölçüde kırıldı. 

6-Milli birlik sağlandı. Anadolu halkı son zamanlarda beklide en büyük sivil direnişi  gösterdi.

15 Temmuz darbe girişiminin başarılı olmasını gönülden dileyen, Erdoğan’ın iktidardan uzaklaşması için askeri bir darbeyi meşru görecek kadar alçaklaşan zihinler,darbenin başarısız olduğu görülmeye başlandığından itibaren günah çıkarmaya çalışıyor. Herkesi kandırabilirsiniz; ancak aynaya her baktığınızda bu ikiyüzlü kişiliğinizle yüzleşmekten kaçamayacaksınız. Darbelere karşıyız retoriğinin ahlâkı sağlaması alanlarda yapılıyor. Yaşadığımız günler darbe karşıtıyız diyenlerin ne kadar tutarsız olduklarını açıkça gösteriyor.

Gücünün büyük kısmını bürokraside yandaşlarına alan açmak olarak kurumsallaşan Gülen terörizmi bu imkan elinden alındıktan sonra büyük bir darbe yediği açıktır.  Ama asıl olan Cemaat terörünün toplumsal zemindeki meşruiyetinin bitmesidir. Bu nedenle cemaatin meşruiyetini sağladığı dini söylemin sorunlu anlayışıyla hesaplaşmak gerekir.

Gülen Çetesi tarih boyunca görülen en büyük takiye örgütüdür. Takiye yaparak Müslüman gibi davrandılar. Takiyeyi didarlığını gizleyip Kemalist görünmek için değil, dindarları kandırmak için yaptılar. Cemaatin bügün takiyeyi Müslüman görünerek yaptığı artık  bilinen bir gerçek.

Darbe girişimi kimin halk iradesini önemsediğini,kimin darbeci olduğunu gösterdi. "Sivil darbe" retoriğini yapanların, gerçek darbe karşısındaki halleri gerçek niyetlerini açığa çıkardı. Sivil darbe söyleminin ne kadar boş ve samimiyetsiz olduğu açıkça gösterdi.

Gülen çetesi militanları bir olayda başarılı olursa "Allah bize yardım etti." başarısız olursa "Allah şefkat tokadı vurdu" şeklinde izah ediyorlar. Bu kendisini asla sorgulamaya yanaşmayan, eleştirmeyen ve kendini daima haklı gören anlayış ile mücadele etmek gerçekten zordur.

Gülen alçağının desteğiyle uygulanmaya konan darbe girişimini açıkça kınamayan ve tavır alamayan kişilerin demokrasiden,insan haklarından,temel  hak ve özgürlüklerden bahsetmeye hakları yoktur. Şu an OHAL’e karşıyım demekle, Cemaat terörünün yanındayım demek arasında fark yoktur.

Önce Cemaat terörü ve alçaklığına karşı net tavır alınacak, sonra OHAL konusunda uygulamalar beklenerek, yanlışlar varsa eleştirilecek.
Bunu beklemeden "ben OHAL e karşıyım" retoriğinin hiçbir ahlâki karşılığı yoktur.

PKK ve DHKP-C gibi sol örgütlerin itaat kültürü İŞİD in ürettiği itaat kültüründen aşağı değildir. Sosyolojik olarak üredikleri zemin aynıdır. Biri dini otoriterlik ile imam, diğeri seküler itaat kültürüyle yanılmaz serok veya önder üretir. İkisinde de lidere itaat kültürü on plandadır. Genel olarak itaat kültürü doğu siyasetinin baskın özelliğidir. Bunun en önde gelen örnekleri PKK ve İŞİD örgütleridir. Ak Parti ve diğer siyasal partilerin itaat kültürü bu yapılara göre çok daha alt düzeydedir.

Siyasal retoriğini anti emperyalizm ve Amerika karşıtlığı üzerine kuran ulusalcılar, Kemalistler, neo-liberalizm karşıtı İslamcıların önemli bir bölümü,neden Amerika destekli Gülen çetesinin darbe girişimine karşı kayıtsız ve sessiz. Öyle görülüyor ki, anti-emperyalist söylem, siyasal retorik ve entelektüel laf ebeliğinden başka bir şey değilmiş.

Eleştiri arkasında hak,hukuk ve adalet arayışı varsa değerlidir. Gezi alçaklığını destekleyip cemaat destekli darbeye sessiz kaldıktan sonra, eleştirildiğin arkasına sığınıp o kavramı kirletmeyin. Eleştirel tavır, haksızlığa karşı hak arayışıdır. Her halükarda siyasal otoriteye karşı çıkmak eleştirel davranmak değildir. Eleştirelliğin arkasında sağlam bir özgürlük felsefesi vardır. 
Cemaat çetesinin darbesine bir tek eleştiri getirmeyen insanların, sürekli iktidarı eleştirmeleri haksızlıktır. Kaldı kı pek çok sivil toplum örgütünün kendi içinde ürettikleri otoriteryenliğin iktidarı gölgede bırakacak düzeyde olduğu açıktır.
Eleştirel düşünce her halükarda iktidar karşıtı olmak değildir,hak,adalet uğruna mücadele etmektir.

Gülen Çetesinin Teolojik alt yapısını ve zeminini oluşturan Sünni saltanat ideolojisini ve itaat kültürünü kökten gözden geçirmek gerekir. Bu önemli entelektüel devrim mutlaka başarılmalıdır. Yoksa bu yapı denetimsiz iktidar ilişkileri üretmeye oldukça elverişlidir. Kemalizm’in iktidar anlayışını da Gülen çetesinin itaat kültürüne dayalı anlayışını da üreten bu alt yapıdır.

Darbe girişimi karşısında direnen dindar muhafazakarların davranış kodlarındaki devasa değişim dikkatle analiz edilmelidir. Defalarca izledim ve onlarca kez duydum. Darbeye canını ortaya koyarak direnenler şöyle haykırıyordu; "Buraya ölmeye geldim." Dikkat edin "öldürmeye geldim" demiyor. Ölmeye gelen kazanır, öldürmeye gelen ise kaybeder. Cemaat destekli darbeciler kaybetti. Çünkü öldürmeye gelmişlerdi. Öldürmeye gelen korkaktır, ölmeye gelen ise her şeyi göz almıştır. Öldürmeye gelen ölümden korkar, ölmeye gelen ise cesurdur. 15 Temmuzda öldürmeye gelen korkakların, ölmeye gelen kahramanlar tarafından bozguna uğratıldığı tarihtir. Öldürmeye gelen başaramazsa kaçar, çünkü korkaktır. Ölmeye gelen ise meydanları asla terk etmez.

Halkına silah sıkan, din ve ahlaktan nasiplenmemiş, cemaatin çıkarları için çekinmeden yalan söyleyen bir terör şebekesine nasıl davranılmalı?
Üstat Aliya İzzetbegovicin'in Sırplar için söylediği gibi davranmak gerekir.
Biz onlar gibi davranmayız, kitaba (hak, hukuk) uyacağız. Görevden almalarda çok özenli davranılmalı. Suçsuz insanlar mağdur edilmemeli, yeni mağduriyetler oluşturulmamalı

Bundan sonra devlet kadrolarına alınacak memurlar için liyakat en önemli ve tek belirleyici değer olmalıdır. Hangi ideolojik tutuma,hangi mezhebe, hangi cemaate ait olduğu hiç önemli değildir.

Kendini gizleyen Cemaatler ve örgütler ile mücadele gerçekten zordur. İçlerinde kendini yıllarca başarılı bir şekilde gizleyen kimselerin tutuklanması şaşırtıcı olacaktır. Aynı şekilde cemaatle ilgisiz olanların gözaltına alınma riski de var. Kuşkusuz dikkatli olunmalıdır. Ancak temel amacı gizlilik olan bir cemaatle mücadelede kimin cemaatçi olup olmadığını bilmek zordur.
Yapının itiraflarla çözülmesi de zordur. Çünkü her militan sadece bir üstekini tanımaktadır. Bu tür yapıların çözülmesi için tek itiraflar yeterli değildir; zincirleme itiraf gerekmektedir. 

Gülen çetesi uzun zamandır hak hukuk tanımadı. Kendisine engel olarak gördüğü kişileri alçak yöntemlerle fişledi.İnsanları hiçbir ahlak ve hukuk ilkesine uymaksızın işlediler. Onlarla mücadele sonuna kadar yürütülmeli. Ancak onların yöntemleriyle değil, hukukun içinde kalarak.

Türkiye’nin yakın geçmişine ilişkin bütün sorunlu olaylar yeniden ele alınmalıdır. Cemaatin siyasal aklının her şeyi yapabilme potansiyeli, cemaate bağlı polis, asker ve bürokratların her şeyi ahlaksızca yapabileceğini açıkça göstermiştir.

Gülen örgütünün çalışmalarının elli yılının özeti şudur: Elli yıllık birikimi heba edip kendini sıfırlamak ve Anadolu insanını kendine karşı birleştirmek. 

Cemaat ihanetinin en  hayırlı sonucu da budur.



Bu yazı 1642 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI