erotik shop
Bugun...


Muhafazakâr muhalefetin çözüm arayışları
RP mahalle modeli o kadar medya ambargosuna rağmen kendini anlatabilmişti. SP’nin bu gelenekten gelen mahalle pratiği Gelecek partisi için iyi bir enstrüman olabilir. Muhalif muhafazakârlar için taban iletişimi konusunda saha dışında net bir çıkış gözükmüyor.

facebook-paylas
Tarih: 01-08-2023 18:33
Muhafazakâr muhalefetin çözüm arayışları
+ -

Politikyol'dan A. Tarık Çelenk yazdı:

Geçenlerde bir gazeteci dostum Sisi’nin Türkiye ziyaretine ilişkin bir görüş sordu. Sorunun içeriği ise Sayın Erdoğan’ın Sisi ile yakınlaşmasına ilişkindi. Bu yakınlaşmaya karşı ülkemiz ve İslam dünyası muhafazakâr duyarlılıkları önde kitlelerin gösterebileceği tepki merak edilmekteydi. Sanırım liberal entelektüellerin bu yakınlaşmaya ilişkin kitlesel bir tepki öngörüyorlardı. Cevabım da okuyucuların oldukça ilgisini çekmişti.

Yanıtım “Erdoğan’ın Türkiye ve İslam dünyasındaki mahalledeki karşılığını tamamen siyasal İslam ideolojisine bağlamak yanılgıdır. Destek siyasal ideolojiye değil artık kültleşmiş kimlikle iç içe geçmiş baba figürlü lideredir. Liderin ulusalcı mı yoksa liberal mi politika değişiklikleri yaptığı belli noktadan sonra tartışılmaz. Toplum genelde değişiklik veya çelişkileri sadece lidere ilişkin realist birer taktik olarak kabul eder. Artık Liderin taşıdığı kimlik ve bunun gölgesinin güvenliği söz konusudur.” Şeklindeydi.

Erdoğan’ın mahalle ve hatta İslam dünyası halkları üzerindeki tartışılmaz liderliğini sınıfsal olarak da okumak mümkündür. İttihatçı ve Kemalist miras sonucu kendini I. Sınıf vatandaş hissetmeyen mahallenin yoksulundan zenginine Erdoğan dönemi, mahalle için kendini yeni bir sınıfın I. sınıf vatandaş kabul ettirildiği dönemdir. Bu sınıf eğitim ve zenginlik seviyesine göre yatay bir sınıf değil varlık mücadelesini kazandığını varsayan katı bir ideolojiden ziyade sert bir kimliğe bürünmüş dikey bir sınıftır.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun vesile olduğu son tartışmalardan sonra ilgili muhafazakâr partilerin, artık CHP veya İYİ parti gibi büyük kitle-çatı partilerin gölgesinde yerel seçimler dahil ittifak hesapları adeta şimdiden anlamsızlaşmıştır.

2023 seçimleri özgür ancak adil olmayan şartlarda gerçekleşti. Çiçeği burnunda Gelecek ve Deva partileri güçlü tavanları ve rasyonel çözümlerine güvendiler. Ayrıca ekonomi ve adalet ağırlıklı çürüme karşısında antierdoğanist rasyonel tepkiyi ve arkalarına alabilecekleri sağduyu rüzgarını hep varsaydılar.

Bu onların masada katma değeriydi. Ancak seçimde yük CHP seçmeni, medyası ve meydanlarına kaldı. Keşke yeni partiler en azından meydanlar ve medyadan biraz kopabilip kendi mahallelerine bire bir odaklanabilseydiler söyleyecek çok daha fazla sözleri olabilirdi. Bu şekilde en azından belki kararsız AK Partililer ve dindar muhalif kentliler kazanılabilirdi.

Bu arada ilgili partilerin mahalleye karşı nasıl bir paradigmalar bütününe ilişkin söylev geliştireceğine ilişkin netlikleri henüz oluşamamıştı. Bir ayrı sorunda öfke ile doldurulmuş ve ürkütülen mahalleli ile nasıl iletişime geçilebileceği sorunuydu.

Özellikle muhafazakâr sağduyu konusunda bir iddia koymaya çalışan Gelecek partisi ve benzerleri genelinde mahalle ile nasıl bir iletişim konusunda bazı temel hususlar öne çıkmakta. Öncelikle YRP’nin yaptığı gibi Erdoğan kültünü karşısına almadan sadece icraatları eleştirisi üzerinden bir dil kullanımı.

Bu yol kimlik siyaseti açısından elverişli ancak ilkesel duruş açısından sorunlu bir durum olarak gözükmekte. İkinci metot olarak bu son 150 yıldır oluşturulan kimliğin, değerlerimiz ve tarihimiz açısından yüzleşmeye açık ve sorunlu olduğunun yüz yüze anlatılabilmesi. Zira bu 150 yıl kayıpların kaygısı, mevcudun korunabilmesi ve eski güzel günlere dönme nostaljisi üzerine inşa edilmişti.

Geçmişin sadece iyiliklerini alıp kötüleri ise inkâr üzerine bir fantezi üzerine oturuyordu. Bu durum yıkıcı popülizmi beslediği kadar gerçek kapsayıcı muhafazakârlık ve emperyal miras vizyonunu da engelliyordu.  Bu soruna İttihatçı dönem esnasında inşa edilmeye çalışılan tarih anlayışı ve taşra Sağcısı ağır ağabeylerin halka mal olmuş tefrikalarını da dahil edebiliriz.

Bu popülist kimliğin Türk tarihinin akışı ve manevi değerlerimizle gerçek bir ilişkisinin olmadığını, aslında mahallelinin muhafaza ettiğini zannettiği şeyin yıkıldığının gösterilmesi gerekmekte. Bu da hakikatli ancak imkansıza yakın bir meşakkatli durumdur. Ancak ülkenin gerçek bir muhafazakârlık ve geleneğinin inşasına ihtiyacı olduğu da çok açıktır.

Ülkemizin yarısı ekonomik ve sosyal çürümeyi bir güvenlik sorunu olarak görememektedir. Kimlikler üzerinden hapsolmak ayrı ve temel bir güvenlik duygusunu ilgili guruplara tattırmaktadır. Popülist siyasetin medya egemenliği bu durumu sürdürülebilir kılmaktadır.

Ülkemizin yarısı ekonomik ve sosyal çürümeyi bir güvenlik sorunu olarak görememektedir. Kimlikler üzerinden hapsolmak ayrı ve temel bir güvenlik duygusunu ilgili guruplara tattırmaktadır. Popülist siyasetin medya egemenliği bu durumu sürdürülebilir kılmaktadır. Muhalif partilerin popülist siyaset girdabına düşmeleri belirttiğimiz son Kılıçdaroğlu tartışmalarını anımsatmaktadır.

Saadet-Gelecek yol arayışlarının başlaması ilgili mahallede kısmen umut yaratmıştır. Devamı gelmelidir. Ancak bunun ideolojik dogmalardan arınmış rasyonel bir muhafazakârlık ve değerler anlayışına dayanması gerekmektedir.

Başta Gelecek olmak üzere muhalif muhafazakârların kendileri dışında çare aramaları beyhudedir. Toplum yeni partilerin iş birliğini ve kendi bayraklarını göstermelerini beklemektedir. Yeni ekilen ağaç fidanının tutabilmesi için artık kendi toprağını bulması gerekmekte.

RP mahalle modeli o kadar medya ambargosuna rağmen kendini anlatabilmişti. SP’nin bu gelenekten gelen mahalle pratiği Gelecek partisi için iyi bir enstrüman olabilir.

Muhalif muhafazakârlar için taban iletişimi konusunda saha dışında net bir çıkış gözükmüyor.




Bu haber 326 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
YUKARI