erotik shop
Bugun...
Başsağlığı mı, Oh mu oldu...?


Naim Okur Fikir Zemini
www.facebook.com/naim.okur
 
 
facebook-paylas
Tarih: 29-11-2015 06:24

Diyarbakır'ın Sur ilçesinde baro üyelerinin yaptığı basın açıklaması sırasında bölgede çatışma çıktı. Çatışmaların ortasında kalan Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi hayatını kaybetti, 1 polis memuru da şehit oldu. Yaralı 2 polis ve 1 gazeteci tedavi altına alındı. Operasyonların sürdüğü Sur ilçesinde sokağa çıkma yasağı ilan edildi.

Tahir Elçi, vurulmadan dakikalar önce yaptığı basın açıklamasında şöyle demişti: “Bu tarihi bölgede; birçok medeniyete beşiklik etmiş, evsahipliği yapmış bu kadim bölgede; insanlığın bu ortak mekanında silah, çatışma, operasyon istemiyoruz. Savaşlar, çatışmalar, silahlar, operasyonlar bu alandan uzak olsun, diyoruz.”

Ve Tahir Elçi öldü, öldürüldü. Üzücü bir olay üzerinden nur topu gibi yeni bir gündemimiz oldu. Tahir Elçi, bölgede belirli bir özgül ağırlığı olan ve ömrünü insan hakları ve barışa adamış bir hukukçu idi. Bazı görüşleri ve fikirleri hoşumuza gitmeyebilir. Bazen biz bile kendi görüşlerimizi beğenmeyip değiştirmiyor muyuz?

Geçenlerde bir tv programında biraz da provatif bir soru karşısında PKK'nın terör örgütü olduğunu söylemediği için bizim muhafazakar mahallenin medyası tarafından yargısız infaza, lince tabi tutuldu Tahir Elçi. Hâlbuki aynı tv programı 6 ay önce yapılsa idi aynı soruya hükumet üyeleri veya muhafazakar medyadan bazıları "bu nasıl bir soru?" diye karşı çıkarlardı. Çünkü o günlerde devlet bölgeye ve ülkeye barış getirmek için PKK ile görüşüyordu ve PKK'nın terör örgütü olduğunu söylemenin konjuktur itibariyle alemi yoktu. Hayata fazla siyasi bakmanın kaçınılmaz sonucu bunlar. Uzun lafın kısası gerçekler politik konjukturturel durumlara feda edilmemelidir. Ve PKK'ya terör örgütü demek imanın şartlarından biri değildir.

Bizim muhafazakar mahallede yine aynı ergen tepkiler başladı. "Bak işte layığını buldu. Niye rahmet dileyecekmişim? Kendi adamları tarafından vuruldu, su testisi su yolunda kırılır" vs vs vs. Başsağlığı veya rahmet dinleyenlere kızmalar, peşin peşin cehenneme göndermeler gırla gidiyor ortalıkta.

Bazı şeyleri omuzlardaki Kirâmen kâtibine bıraksak diyorum, ahirete bıraksak hatta din gününün Sahibine bıraksak! Allah'tan rol çalmasak O'nun adına yargılayıp peşin peşin cehenneme göndermesek! Bu zihniyetin İşid'i besleyen zihniyet olduğunu bir görsek, görebilsek diyorum.

PKK'nın terör örgütü olduğunu söylemek filin hortum olduğunu söylemeye benziyor. Oysa fil sadece hortum değildir. PKK, sadece bir terör örgütü olmaktan öte, sofistike ve çok daha büyük bir örgüttür hatta prodevlet aşamasında olan bir örgüttür. Sevsek te sevmesek te sosyolojik tabanı olan ve bu tabanı bazen istimal bazen de suistimal eden çok boyutlu bir durum var karşımızda ve Tahir Elçi o programda konuşmaya devam edebilseydi belki bunlara benzer şeyler söyleyecekti.

Bakın Cumhurbaşkanı Erdoğan'da, Başbakan Davutoğlu'da üzüntü,taziye ve rahmet dileklerini ifade ettiler.
Sevenlerine başsağlığı dilemek insanidir. Allah’tan rahmet dilesek ne dilemesek ne? Rahmetim gazabımı geçti diyen Allah bize mi soracak veya bakacak rahmet ederken? Ayrıca cennet ve cehennemde kapasite sorunu yokmuş hepimize yeter yani.

Beraber sevinemiyoruz beraber üzülemiyoruz anladık. Bari dünün ötekileri olarak bizim gibi düşünmeyenlerin yani bugün zihinlerimizde ve belki yarın sosyal hayatta da ötekileştirebileceğimiz insanların acılarına saygı duymasını öğrenelim, saygı duyalım. Hiç değilse saygısızlık yapmayalım. "Beraber sevinip beraber ağlayamayan toplumları devasa felaketler birleştirir ancak" diyeceğim ama büyük bir deprem olduğunda bile kimi öncelikle kurtaracağımıza da bizden mi değil mi diye karar vereceğiz galiba. Allah sonumuzu hayırlı etsin.

 

TAHİR ELÇİ KİMDİR?
Uğradığı silahlı saldırıda öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, evli ve 2 çocuk babasıydı. Elçi 1966 yılında Cizre'de dünyaya gelmiş, ilk ve orta öğrenimini aynı yerde tamamlamıştır. 1991 yılında D.Ü. Hukuk Fakültesinden mezun oldu. 1992 yılından beri Diyarbakır'da serbest avukatlık yaptı; mesleki faaliyetleri ceza ve insan hakları hukuku alanında yoğunlaştı. Kamuoyu gündeminde de kalmış bir çok davada mağdurları yurt içindeki mahkemeler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde temsil etti. Almanya'da bulunan Avrupa Hukuku Akademisinde (ERA) uluslararası ceza hukuku ve ceza yargılaması eğitimi görmüş, bir çok ulusal ve uluslar arası toplantı ve konferansa konuşmacı olarak yer almış, tebliğ sunmuştur. 1998 yılından beri staj eğitimi ve meslek içi eğitimlerde ceza ve insan hakları hukuku alanında seminerler vermektedir. 1998-2006 yılları arasında Diyarbakır Barosunda yöneticilik yapmıştır. Halen Türkiye Barolar Birliği (TBB) İnsan Hakları Merkezi Bilim Danışma Kurulu üyesi de olan Elçi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Kurucular Kurulu üyesi ve bir çok sivil toplum örgütünün kuruluşu ve çalışmalarında yer almıştır.



Bu yazı 1084 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI