erotik shop
Bugun...
Kürt Sorunu ve Militanlar


Yusuf Yavuzyılmaz Fikir Zemini
 
 
facebook-paylas
Tarih: 30-12-2015 23:28

Kürt sorunu, içinden geçtiğimiz şu günlerde sağduyulu barışçıl sesini arıyor. Süreçte militanların sözünün zemini teslim almasına izin verilmemeli; iki tarafın sağduyulu, sorumlu aydın ve kanaat önderlerinin sesleri daha fazla çıkmalıdır. Kürtler ve Türklerin tarih ve sosyolojinin zorladığı gibi kardeşçe yaşamalarının önündeki bütün engeller temizlenmeli, silah, şiddet ve hendekten başka çözüm yolu bilmeyen militanlara meydan bırakılmamalıdır.

Militan, kendi ideolojisi doğrultusunda her şeyi istismar etmeye hazır bir psikoloji içinde yaşar. Kendi ideolojisi için din, ahlak, hukuk ve kültür alanında istismar etmeyeceği, çiğnemekten kaçınmayacağı hiçbir değer yoktur.

Militan konuşmaya değil, silaha,savaşa,kavgaya, ölmeye ve öldürmeye odaklanmıştır. Militanın sadece kendisi şiddete eğilimli değildir,aynı zamanda şiddetle dolu bir ortama ihtiyacı vardır; bu yüzden karşıdakini de şiddet ortamına çekecek ortamı hazırlar. Devlet sorumsuz bir militan gibi davranamaz; hukuk kuralları içinde hareket etmek zorundadır. Şehirlerde silahlarıyla roketleriyle dolaşan silahlı militanlara karşı devlet elbette güvenlik güçlerini kullanacaktır. Sorgulanması ve karşı çıkılması gereken sivil halka karşı bir hareket olup olmadığıdır. Operasyonların durdurulması konusunda samimi olanlar, silahlı militanların şehir merkezlerinden çekilmesini istemelidirler. Çünkü güvenlik güçleri operasyonlarını şehirlerdeki militanların varlığı üzerine dayandırıyor. Şehirlerdeki silahlı militanlar ve hendekler güvenlik güçlerini operasyona davet etmekten başka bir şey değildir.

Militan olaylara daima tek yönlü bakar. Basındaki bütün olayları da kendi çıkarı doğrultusunda tek yönlü yorumlamaktan çekinmez. Yeni Şafak ve Akit Gazetelerinin Demirtaş hakkındaki manşetleri hedef gösterme olarak okunmaya müsaittir ve karşı durulmalıdır. Ama eleştiride tutarlı olmak, militanca bir yanlılık takınmamak gerekir. PKK ve HDP'ye yakın olan yayın organlarında Erdoğan ve Davutoğlu hakkındaki manşetler nedir peki? "Katil Erdoğan " başlığına bir şey demeyen, eleştirmeyen, hedef gösterme olarak okumayan,hatta onaylayarak paylaşan bir militan zihnin "Katil Demirtaş" söylemine itiraz hakkı yoktur. Adil olan ikisine de karşı çıkmaktır. Diğeri kendi çıkarını her şeyin üstünde tutan taraftarlıktır. Unutmamak gerekir ki, militan bir taraftardır. Ondan adil ve tarafsız bir değerlendirme beklenemez.

Militan ideolojisini temellendirmek için gerçeği ters yüz etmekten çekinmez. Kürt hareketi de devlet de değişiyor,dönüşüyor; yeni imkanlar ortaya çıkıyor. Son yıllarda devletin önemli bir değişim geçirdiğini görmek gerekir. Dünya da Türkiye de değişiyor. Değişim hiç yokmuş gibi pozisyon almak, değişimi ıskalamak ,sadece sorunu doğru değerlendirmek zaafıyla sonuçlanıyor, dahası eski yöntemlerin tekrarını zemin hazırlıyor. Bu durumda PKK kendi yöntemini meşrulaştırmak için devletin hiç değişmediğine toplumu ikna etmeye çalışıyor. Asıl zorluk kitleleri bu militanca bakışın esiri olmaktan kurtarmaktır.

Militanın en çok sahip çıktığı ideoloji milliyetçiliktir. Çünkü eninde sonunda her milliyetçilik toplumsal bir ben merkezciliğe evrilmeye müsaittir. PKK'nın milliyetçi kanadı Kürt sorununun barış içinde çözüm sürecine girmesinden fazlasıyla ürktü. Bunun için hiç gereği yokken silahlı mücadele ve hendek siyaseti gündeme sokuldu. Oysa Türkiye, silahlı mücadeleyi işlevsiz kılacak demokratik olgunluğa erişmiştir. Şehirlerdeki silahlı militanlar ve kazılan hendekler, operasyonlara meşru bir temel sağlamaktan başka ne işe yaradı.
Kürt siyaseti hala dünyayı anlayan ve şiddetten çok vicdanlara seslenen Barzani'sini, Mandelası'nı ve Gandi'sini bekliyor.

Militan doğası gereği tek boyutludur. Aslında böyle olması da işin doğası gereğidir. Militanın epistemik çerçevesi çoğulculuğa kapalıdır. O, ancak farklılıkların tehdit kabul edildiği bir zeminde hayat bulabilir.

Militanın bir faili meçhul olayın aydınlatılması ve failinin kesinleşmesi diye bir sorunu yoktur. Faili meçhul kalan her cinayet militana istediği propaganda imkanını fazlasıyla verir. O, kendi cephesinin görüşlerine uygun düşen açıklamaları temel alarak yorum yapar ve diğerini de görmezden gelir. Militan hakikatin peşinde değildir; ait olduğu grubun çıkarlarının ve propagandasının izini sürer. Militan, ölünün kendi ideolojisi doğrultusunda araçsallaştırılmasının peşindedir

Militanın en önemli özelliği tek yanlı düşünmesidir. Bu haliyle bütün demokrasi ve insan hakları söylemleri sorunludur. Bütün kutsal kavramları,insanlığın bütün birikimlerini kendi çıkarı doğrultusunda yorumlar.

Adalet uğruna mücadele etmek, değerler ve eşitlik üzerinden olur. Militanın amacı hak ve hukuku ıskalayarak karşısındakini sürekli mahkum etmek ve kendini savunmaktır

Militan kendini geliştiren bir entelektüel bir çaba içine asla girmez. Onun kafası her sorunu çözen bir paradigmaya sahiptir. Bir konuda entelektüel donanıma sahip olmak için hiçbir çaba içinde değildir. Militan donanımlı bir bilgi birikimine ve ahlaka sahip olmadığı için, sokak dilinin  sürüklediği herkesi tekfir etme yaklaşımına mahkum olur.

Militan için ölünün kim olduğu,kim tarafından öldürüldüğü,ölümünde kimin sorumlu olduğu önemli değildir. Önemli olan cesedin ne amaçla ,hangi ideolojik çıkar için kullanılacağıdır. Onun için ölüm değil kimin öldüğüdür ve kimin öldürdüğüdür önemli olan. Öldüren kendi tarafındaysa öleni görmezden gelir, karşı taraftaysa ondan daha büyük bir insan hakları savunucusu yoktur.

Militan insanlar olaylar ve onu doğuran sebepler üzerinden, olgular üzerinden değil, kişiler üzerinden tartışmaya meyillidirler.

Militanla konuşamaz,diyalog kuramaz. Militanın sabit ,değişmez doğruları vardır. Sürekli kendini tekrar eden bir bilgi sistematiğine sahiptir. Bir kaç slogan hakikati ifade etmek için yeterlidir onun için

Militan bir ölü sevicidir. "Ölü sevicilere ve ceset üzerinden siyaset yapıp araçsallaştıranlara pirim vermeyin. Hümanist görüntülerinin altında nefret doludurlar.

Militan olaylara bütünsel bir pencereden değil,indirgemeci pencereden bakar. Bu yüzden olaylara etki eden faktörlerin tümünü görmesi mümkün değildir.

Militan zanneder ki, Kürt sorunu sadece kendi anladığı paradigma içinde anlam kazanır. Bundan dolayı ait olduğu grubun dışındaki görüşleri hain, iş birlikçi, satılmış olarak damgalamaya eğilimlidir. Herkesi kendisi gibi düşünme anlayışından vazgeçemez. Bu çeşitli entrikalarla müdür olan birinin,sürekli olarak başkasının o yolları kullanarak kendi yerine geçeceği endişesi ve korkusuyla yaşamasına benzer. Oysa vicdanını yaralayan başkasının değil kendisinin eylemleridir.

Militanın dindar,ateist, laik, sosyalist, milliyetçi,Türkçü ve Kürtçü olması fark etmez. Her biri Kur’an’ı ezbere bilen Hariciler, Hasan Sabbah’a ölümüne bağlı İsmaili fanatikler, kendi cemaatinin dışında hiç kimseye yaşam hakkını tanımayan Cemaat sempatizanı, kendi liderine peygambermiş gibi tapan partili, “Bu ülkede Türklerden başka kimseye yaşam hakkı yoktur diyen laik siyasetçi, kısaca hakkı,adaleti, ehliyeti inkar eden herkes militandır.

Ne hazindir ki, militanlar en fazla hak ve adaletten bahsederler. Özgürlük ve Allah adına mücadele edenlerin iflah olmaz bir militan olduğunu görmek mümkün çoğu kez.

Hakikati kendi tekeline alan tasavvuf ehli, kendi yorumundan başka bütün yorumları dışlayan yorumcu, kendi örgütünü hakikatin merkezine koyan savaşçı birer militandır.

Militan ihlastan, samimiyetten,başkalarına saygıdan, hak ve adaletten mahrumdur. Unutmayın dinlerde militan üretebilirler. Hariciler, Hasan Sabbah’a bağlı militanlar ve İŞİD bunun en somut örnekleridir.

İnsanlığın kurtuluşu militanın karanlık ve tek boyutlu dünyasından vahyin kutlu nefesine sığınmakla sağlanabilir.



Bu yazı 1874 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANANLAR HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI