erotik shop
Bugun...


Batı çok mu özgürlükçü?
Avrupa’da ne kadar özgürlük var? Doğrusu bu konuda bir değerlendirme yaparken peşin hükümlü davranmayıp somut verilere dayanmaya çalışmak uygun olur. AB standartları açısından bakarsak Avrupa’nın din ve ifade özgürlüğü bakımından Türkiye’den daha iyi durumda olduğu söylenebilir. Ancak, bu Avrupa’nın mükemmel, kusursuz bir özgürlüğe sahip olduğunu, orada hiç özgürlük problemi yaşanmadığını göstermez.

facebook-paylas
Tarih: 26-12-2015 02:25
Batı çok mu özgürlükçü?
+ -

Özgürlük ortak bir insanî değer. Dünyanın her yerinde tarihin her zamanında gündemde olmuş, varlığı veya eksikliği tartışılmış. Özgürlük felsefesine de değişik inançlardan, kültürlerden ve coğrafyalardan insanlar bir şeyler eklemiş. Ancak, özgürlük felsefesinin gelişmesine ve sistematik hâle gelmesine en fazla Avrupalı düşünürler katkıda bulunduğu ve özgürlüğü merkeze alan ilk büyük siyasî yapılanmalar yine orada ortaya çıktığı için özgürlüğün Batının ürünü ve Batıya mahsus olduğu yolunda bir fikir doğmuş ve yayılmış.

Bu kanaat hem Batılılarla konuşmalarda sıklıkla karşımıza çıkmakta hem de Batı dışı coğrafyalarda devamlı vurgulanmakta. Söylem ve felsefe üstünlüğü Batı’da özgürlüğe her zaman değer verildiği, neredeyse hiç özgürlük ihlâli yapılmadığı kanaatini uyandırmakta.

Oysa özgürlük bir “ya hep ya hiç” meselesi değil. Yani özgürlükle ilgili hiçbir problemin bulunmadığı ya da özgürlüğün tümüyle yok edilebildiği bir coğrafya yok. Ülkelerin hepsinin özgürlükçülük sicili alacalı bulacalı. Her yerde özgürlük bazen gelişiyor bazen geriliyor.

Avrupa’da ne kadar özgürlük var? Doğrusu bu konuda bir değerlendirme yaparken peşin hükümlü davranmayıp somut verilere dayanmaya çalışmak uygun olur. AB standartları açısından bakarsak Avrupa’nın din ve ifade özgürlüğü bakımından Türkiye’den daha iyi durumda olduğu söylenebilir. Ancak, bu Avrupa’nın mükemmel, kusursuz bir özgürlüğe sahip olduğunu, orada hiç özgürlük problemi yaşanmadığını göstermez. Hem genel gidişatta sorunlar olabilir hem de kritik zamanlarda beklenmedik adımlarla özgürlük geriletilebilir. Bu gibi durumlarda geniş bir perspektife sahip olmayan kimileri olanları görmeyerek veya görmezden gelerek “gerçek demokrasilerde” hiç özgürlük ihlâli yapılmıyor “palavralarını” sıkabilir.

Aslında gören gözler, önyargısız zihinler için birçok gösterge var. Paris’teki terör saldırılarından sonra Fransız hükümeti sosyal medyaya kısıtlamalar getirdi. Toplantı ve gösterileri yasakladı. Polis operasyonları sırasında halkın dışarı çıkmamasını istedi. Üç aya kadar uzatılan olağanüstü hâl ilan etti. Türkiye’de özgürlük felsefesinden habersiz ya da hırsı ve nefreti aklının önüne geçmiş kimileri bunlarla hiç ilgilenmedi. Oysa, aynı şeyler Türkiye’de yapılsa, “özgürlük bitti”, “demokrasi rafa kaldırıldı” diye yazar ve konuşurlardı.

Avrupa’da son olarak ifade özgürlüğü açısından ibret verici bir olay yaşandı. Belçika’da Ermeni soykırımı iddialarını kabul etmeyen Türk asıllı milletvekili Mahinur Özdemir bir süre önce Hümanist Demokratik Merkez Partisi’nden ihraç edilmişti. İhraç kararına mahkeme nezdinde itiraz eden Özdemir müspet bir sonuç alamadı. Böylece HDMP’den ihracı kesinleşti.

M. Özdemir’in ihracı ifade özgürlüğünü kullanması yüzünden cezalandırılması anlamına gelmez mi? Bence gelir. Biri herkesin olduğuna inandığı bir olayın olmadığını iddia ediyorsa, yapılması gereken onu cezalandırmak değil onunla açık ve âdil bir tartışmaya girmektir. Olay gerçekse onun reddedilmesi onu yok hâline getirmez. Yaşanmış olduğu kuvvetli delillere dayanıyorsa zaten reddi yapan sonunda mahçup edilecektir. Bunu yapmak mümkünken ihraç etme yoluna gitmek, ihraç edilen kişiye bir görüşü zorla kabul ettirmeye teşebbüs emek anlamına gelir.

Avrupa’da özgürlük kısıtlaması sayılacak daha birçok olaydan bahsedilebilir. Bu durumdan çıkartılacak ders şu olmalı: Dünyanın hiçbir yerinde özgürlük mutlak garanti altında değil. Özgürlük asla kaybedilemez, geri dönülemez biçimde kazanılamıyor. Talep edilmesi ve dikkatle korunması gerekiyor. Bu yüzden, özgürlük mücadelesi de hiçbir zaman kesin olarak kazanılamaz, asla bitmez. Ülkemiz açısından bakarsak, bu mücadelede kendi tecrübemizden de Avrupa dâhil diğer coğrafyalardan da alabileceğimiz dersler var.

 

Atilla Yayla - Yeni Yüzyıl 




Bu haber 1766 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
YUKARI